Doğrusu Miro'nun varlığından hiç haberim yoktu.
Sonra geçtiğimiz yıllarda bir gün Barselona'da tesadüfen Miro Müzesi'ni gezince, 1983 yılında hayata veda eden ve modernist akımın üyelerinden birisi olan İspanyol Joan Miro'nun, ne çok büyük bir ressam olduğunu anladım. Cehaletimden utanırken, dünyanın ve insanlığın sanatta nasıl sınırsız olduğuna, yaratıcılığın muhteşemliğine tanık oldum.
Resim sanatını yorumlayabilecek yetkinlikte değilim. Ama bir Picasso hayranı olarak, Picasso'dan el alan Miro'nun da, çok büyük bir usta olduğunu düşünüyorum. Miro'nun İzmirle ilgisi ise, Bornova Belediyesi sayesinde gerçekleşti.
Bornova Belediyesi, İzmir'de düzenlenen kültür sanat etkinliklerine, yeni bir bakış açısı getirerek, evrensel sergiler açmaya başladı.
Çok başarılı "Türk Resminin 100 yüzü" sergisinin ardından, geçtiğimiz günlerde Miro'nun da sergisi açıldı. Serginin süresi, normalde 14 Temmuz'a kadardı.
Ama sergiye ilgi o kadar yoğun oldu ki, 20 Ağustos'a kadar uzatıldı.
Bornova'nın yeni cazibe merkezlerinden biri sayılabilecek, tarihsel mekanı, Kent Arşivi ve Müzesi Dramalılar Köşkü'nde gerçekleştirilen bu sergiyi, geçtiğimiz günlerde gezdim. Miro'nun büyüklüğüne bir kez daha hayran kaldım.
Ayrıca bu güzel tarihi binaya böylesi sergiler çok yakışıyor.
"Düşlerimin Rengi" adını taşıyan sergi, tarihselliğin dokunaklı şemsiyesi altında, yeni bir güzellik yaratmış. Kültür- sanat etkinliklerinde, Bornova'dan İzmir'e evrensel bir ufuk açan, nitelikli adımlar ile İzmir'in Akdeniz'in bir kültür sanat merkezi olması hedefine uygun politika izleyen, Bornova Belediye Başkanı Prof. Dr. Kamil Oktay Sındır'ı kutluyorum.
Belediye serginin içeriğini kapsayan, Miro'nun hayatından kesitler sunan, ünlü Fransız şair Jacques Prevert'in Miro için yazdığı bir şiiri bizimle paylaşan, İngilizce- Türkçe çok şık bir prestij kitabı da hazırlamış. Ne diyelim, bu güzellikler İzmir'e çok yakışıyor.
Ama önemli olan bu tür çıtası yüksek etkinlikleri sürdürülebilir kılmak.
Bornova Belediyesi'nin bunu başaracağına inanıyorum.