Önceki gün Yazıişleri Müdürümüz Engin Uğur Ağır ve muhabirimiz Ertan Gürcaner ile birlikte, İzmir'in yeni valisi Mustafa Toprak'ı ziyaret ettik. İçel Kaymakamlığı ile başlayan kamu hizmetini 26 yıldır sürdüren Toprak, Çorum ve Diyarbakır valiliklerinden sonra geçtiğimiz günlerde İzmir'e atandı.
Daha önce Diyarbakır'da 2 kez görüştüğümüz Toprak, genç yaşında önemli tecrübeler kazanmış, kamudaki tüm görevlerinde ve valilik yaptığı illerde başarılarıyla dikkat çekmiş bir isim. İyi derecede İngilizce bilen, kendisini sürekli yenileyerek geliştirdiği dikkat çeken Toprak ile ilk karşılaştığımızda, çok pozitif bir izlenim edinmiştim. Önceki günkü sohbetimizde bu izlenimim pekişti. İzmir'e geldiği süre henüz bir ayı yeni geçmesine rağmen, Toprak, kentin tüm artı değerlerine ve eksikliklerine çok hakim durumda.
Doğal olarak yaptığı iş, kendi gözlüğü ile İzmir'in objektif bir fotoğrafını çekmek olmuş. Heyecanlı anlatımından, İzmir'i çok sevdiği de anlaşılıyor. Kentte iz bırakacak bir valilik görevi yapmakta kararlı görünüyor. İzmir'in tüm projeleriyle çok yakından ilgili ve hepsinin takipçisi. Elbette Mustafa Toprak'ın çizdiği bu olumlu portre, kent açısından şans. Çünkü böylesine güzel bir kente, yapılacak her yeni olumlu katkı, yeni yolların açılmasına, kentin bugününün ve geleceğinin güçlenmesine neden olacak.
İZMİR AVANTAJLI
Mustafa Toprak ile sohbetimiz, dönüp dolaşıp, doğal olarak kentin EXPO 2020 adaylığına dayandı. İzmir, 27 Kasım'da, Paris'te 165 ülkenin BIE delegelerinin yapacağı seçim sonucu EXPO 2020'yi almayı umut ediyor. İzmir'in rakipleri ise Brezilya'nın Sao Paulo, Rusya'nın Yekaterinburg ile Birleşik Arap Emirlikleri'nin Dubai kentleri.
Rakipler zorlu da olsa, İzmir daha önce yaşadığı EXPO adaylığı tecrübesi ve kentin önemli avantajları nedeniyle, bu yarışta en önde giden kent olarak görülüyor.
İzmir'in yeni Valisi Mustafa Toprak, EXPO sürecine de çok hakim. Son dönem EXPO kazanılırsa organizasyonun yapılacağı alan olan İnciraltı ile ilgili yapılan tartışmaları da, saygıyla karşıladığını ifade ediyor. Ama Toprak'ın önemle altını çizdiği bir nokta var. Diyor ki; "Haziran ayında Paris'te sunulan tamamen taslak bir çalışmadır."
EKSİKLER GİDERİLİR
Toprak, bugün bu tartışmaları yürütmenin, EXPO sürecine katkı getirmeyeceğini, eğer konuyla ilgili bir eksiklik varsa, bunun kentin ortak aklının ışığı doğrultusunda, EXPO'yu düzenleme hakkı elde edildikten sonra, mutlaka giderileceğini vurguluyor.
Elbette en önemlisi, EXPO sürecinde, hem Ankara, hem de İzmir üzerinden yürütülen BIE delegelerine yönelik lobi faaliyetinde; 165 ülkenin 144'üne net olarak ulaşılması, hepsi ile olumlu bir iletişim içinde olunması. Diğer ülkelere de bir program dahilinde, 27 Kasım'a kadar mutlaka ulaşılmış olacak. Bu arada BIE üyesi gelişmekte olan ülkelere, Başbakanlığa direk bağlı Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı (TİKA) aracılığı ile butik projeler gerçekleştirildiğini de öğrendik. Elbette bu tablo, İzmir'in ve Türkiye'nin elini güçlendirir.
İzmir Valisi Toprak, İzmir'in bu süreçten yüz akıyla çıkacağı inancında.
Biz de İzmir'in EXPO'yu alacağına inanıyoruz. Elbette EXPO'yu alamamak da İzmir açısından dünyanın sonu değil. Bu organizasyon, İzmir için bir araç olacak. Zaten önemli olan İzmir'i EXPO düzenleyebilecek standartlara ulaştırmak. Sonuçta eğer bu oylama sürecinde, gerçek bir adalet duygusu varsa, EXPO 2020'yi düzenlemek İzmir'in hakkıdır.
İzmir Valisi Mustafa Toprak'ın, diğer EXPO değerlendirmelerini merak ediyorsanız, muhabirimiz Ertan Gürcaner'in haberinde, detayları okuyabilirsiniz.