Şair Cemal Süreya, "Her ölüm, erken ölümdür" demişti bir dizesinde.
Evet doğru, bütün ölümler, 'erkenmiş' gibi geliyor insana. Ölümün hangimizi, nerede, nasıl yakalayacağı belli değil çünkü. Örneğin pazar günü vefat eden, İzmir Barosu'nun önceki başkanlarından avukat Noyan Özkan'ın ölümü, sanki iyice erkenmiş gibi geldi bana ve çok dokundu yüreğime.
O nazik, beyefendi, bilgili, bilge duruşlu adamın; bu dünyadan aniden göç edişi sarstı beni. Noyan Özkan'ı, İstanbul'dan yeniden İzmir'e döndüğüm 1999 yılında tanımıştım. Hep saygın bir iletişimimiz oldu. Her zaman, her konuda görüştüğümüzde, düşündüklerini büyük bir inanç ile ama müthiş bir diplomatik üslupla aktarmasını bilen, empati yapabilen; kararlı ama her insana saygılı bir adamdı. Çünkü avukat Noyan Özkan, izlediğim kadarıyla yaşamını toplumsal mücadeleye adamış, gerçekten hukukun üstünlüğüne yürekten inanmış, ilkeli bir hukuk insanıydı.
Üstelik fikirlerini dile getirirken, gündeme dair konularda, bu ruhunu tüm özellikleriyle satırlara da yansıtabilen bir insandı. Gerçek bir 'meslek adamıydı'. İzmir Barosu'nda çok örnek, katılımcı bir çizgide, avukatların tümünü kucaklayan, gerçek anlamda övgüye değer bir başkanlık yaptı. İtirazlarını her zaman kalıcılığı hedefleyerek, hukukun ilkeleri ışığında yazılı metinlere dökerek, geleceğe bırakmak istedi. Kaleme aldığı birçok metin, bu anlamda örnek olarak incelenebilir. Hukuksal anlamdaki 'çevre duyarlılığı'nda da, öncü bir avukattı.
KORDON'U KURTARDI
Eğer bugün İzmir, Kordonboyu'nu koruyarak, oradan bir otoyol geçirilmesini önlediyse, başta Avukat Noyan Özkan ve arkadaşlarının, elbette değerli diğer sivil toplum örgütlerinin mücadelesi sayesindedir. Noyan Özkan, İzmir Çevre Harekatı Avukatları Grubu'nda, sekiz yıl süre ile İzmir ve Türkiye ile ilgili (Bergama siyanürlü altın, Akkuyu Nükleer Santral, Konak Alanı Galleria, Kordonboyu, İnciraltı, Gökova/Yatağan Termik Santralleri) gibi konularda, gelecek kuşakları olumsuz etkileyebilecek çevre koruma savaşımlarında yer aldı.
Bu savaşımların tümünü doğru bulmayabilirsiniz de; ama hangisinin doğru, hangisinin doğru olmadığını; zaten yıllar hepimize gösteriyor. Ama sadece Kordon'dan bir otoyol geçmemesi bile, bugün İzmirliler'in şölen şeklinde kullandıkları o mekan için, büyük bir kazançtır. Sanıyorum o yıllarda, Kordonboyu düzenlemelerini "İzmir'in en pahalı parkı" yapılıyor diye eleştiren meslektaşlarımız bile, şimdi Kordon'da oturup bu haliyle bir kahve içtiklerinde, bir güzelliği paylaştıklarında, herhalde bu eleştirilerinden çoktan vazgeçmişlerdir. (Ki elbette Kordonboyu, şu haliyle de 'bakımsızlığı' ve 'yenilenmemesi' nedeniyle de ayrıca eleştirilebilir.)
Bu savaşımların tümünü doğru bulmayabilirsiniz de; ama hangisinin doğru, hangisinin doğru olmadığını; zaten yıllar hepimize gösteriyor. Ama sadece Kordon'dan bir otoyol geçmemesi bile, bugün İzmirliler'in şölen şeklinde kullandıkları o mekan için, büyük bir kazançtır. Sanıyorum o yıllarda, Kordonboyu düzenlemelerini "İzmir'in en pahalı parkı" yapılıyor diye eleştiren meslektaşlarımız bile, şimdi Kordon'da oturup bu haliyle bir kahve içtiklerinde, bir güzelliği paylaştıklarında, herhalde bu eleştirilerinden çoktan vazgeçmişlerdir. (Ki elbette Kordonboyu, şu haliyle de 'bakımsızlığı' ve 'yenilenmemesi' nedeniyle de ayrıca eleştirilebilir.)
ÖZLEYECEĞİZ
Noyan Özkan'a bu mücadeleleri, Pan Yayınları'ndan çıkan Doğa Koruma Rehberi adlı kitabında yazılıdır. Ayrıca aynı Noyan Özkan, Baro yayınlarından 'Uluslararası Çevre Sözleşmeleri', 'Çevre Hakkı' ve ' 17 Ağustos Depremi Hukuki Tespitler' adlı kitap ve kitapçıkların hazırlanmasına, çok ciddi katkıda bulunmuştur. Böylesine mücadeleci bir kimliği; aynı zamanda yüksek insani ve zarif özelliklerle; iyi bir yürekle, diplomatik bir üslupla; tutarlılıkla birleştirmesini başaran; örnek bir hukuk adamı olan Noyan Özkan'ı rahmetle anıyorum. Ailesine, yakınlarına, meslektaşlarına, tüm dostlarına, yürekten başsağlığı diliyorum.
İzmir Noyan Özkan'ı özleyecektir. Hayatını ve ürettiklerini saygıyla selamlıyorum.