İzmir'de bulunduğumuz Sabah Gazetesi binasının yanı başında, bir süredir İş GYO'nun (Gayri Menkul Yatırım Ortaklığı) hızlı bir inşaat faaliyeti yürüyor. İzmir'in artık 'Yeni Kent Merkezi' olarak tanımlanan, Konak Belediyesi sınırları içinde kalan bu bölgede, İş GYO 18 bin 392 metrekarelik bir alanda 150 milyon dolarlık bir yatırım gerçekleştiriyor. Ünlü mimar Emre Arolat tarafından tasarlanan Ege Perla, daha önce yine aynı alanda başlayan ve hızla yükselen Folkart, Megapol ve Kavuklar gibi güzel projeler arasında, karma nitelikli bir proje olarak dikkat çekiyor.
TEMELDEN SATIŞ
Önceki akşam bir grup meslektaşımızla birlikte İş GYO'nun Genel Müdürü Turgay Tanes ile sohbet ettik. İş GYO, Türkiye'nin birçok noktasında farklı projeler yürütüyor. Her proje sonunda, ürettiklerinin bir bölümünü satmayarak, 'kiralama' yöntemini kullanıyor. Bu sayede İş GYO'nun yıllık ortalama kira geliri 60 milyon doları bulmuş.
Aynı grup, İzmir'deki projelerinde de, 25 bin metrekarelik alışveriş merkezi alanı, 30 bin metrekare satılabilir konut ve home-ofisten oluşan ünitelerin küçük bir bölümünü kiralama için ayıracak. Genel Müdür Turgay Tanes, bu kiralama için düşünülen alan ayrıldığında, şu anda projenin yüzde 50'sinin temelden satıldığını söylüyor. Üstelik inşaatın metrekare fiyatları, yerin konumuna göre 2 bin 700 ile 3 bin 400 dolar arasında. Satılan miktarı alanların hepsi İzmirli değil. Eldeki verilere göre; alıcıların üçte biri İzmir dışından. Bu da İzmir kentinin gelecekte kazanacağı rolün önemini gösteriyor.
DIŞARIDAN BAKINCA
Turgay Tanes, İzmir'e duyulan ilgiden söz ederken; bu projeler tamamlandığında, kentin tam bir Manhattan olacağını ifade ediyor. Turgay Tanes'in görüşüne göre, İzmir önümüzdeki 10 yıl içinde büyük atağa kalkacak. Kente duyulan ilginin perde gerisinde de, bu gerçek var.
Tanes, İzmir'in hakettiğinin gerisinde kalan bir şehir olduğunu ifade ederken; çok sayıda yerli ve yabancı ortaklı firmanın, kentteki projelerine başlamak üzere, hazırlık içinde olduğunu söylüyor.
Elbette İzmir'e dışardan bakan bir gözün, üstelik bir yatırım grubunun temsilcisinin bu sözleri İzmirli bir gazeteci olarak bizi memnun ediyor.
Bütün bu gelişmeler, bana kalırsa, İzmir'in devam eden kamu yatırımları da tamamlandığında, ekonomik anlamda çok güçlü bir şehir olma yolunda hızla ilerleyeceğinin bir göstergesi.
AUSTİN ÖRNEĞİ
Tüm dünyada artık 'yaratıcı sınıf' olarak tanımlanan kesim (daha önceki yazılarımızda bunun örneğini vermiştik) yerleştikleri kentlerde, bir yandan hoşgörü ararken, diğer yandan da yaşam kalitesi ve kent güzelliği arıyor. Örneğin geçen yıl Teksas'ın başkenti, aynı zamanda bir müzik şehri olarak tanımlanan, güzelim Austin'i görmüştüm. Austin aslında çok büyük bir şehir değil. ABD'nin büyüklük sıralamasında 17. şehri.
Teksas Eyaleti'nin başşehri ama ölçek olarak 3. büyük şehri konumunda. Geçtiğimiz yıllarda ABD'nin en iyi yönetilen şehirleri arasında ilk sıralarda yer aldı. Şehir fiziki ve doğal güzellikleriyle giderek uluslararası büyük şirketlerin ikinci merkezlerini ya da ABD şirketlerinin merkezlerini konumlandırdığı bir rol üstleniyor. Bu nedenle şehrin ekonomisi çok güçlü. Yaşam kalitesi çok yüksek bir şehir. Ayrıca ABD'nin 'yaratıcı sınıf' anlamında dışarıdan en çok göç alan kentlerinin başında geliyor. Yani 'yaratıcı sınıfın adres değiştirdiği' giderek küreselleşen bir kent Austin. İzmir'in de gelecekte; taşıdığı olanaklar ve yaşam kalitesi nedeniyle, giderek sıkışan, daralan, büyüyen İstanbul'un yanında; yaratıcı kesim tarafından tercih edilen, hatta bazı yeni gelişen büyük şirketlerin, bilinçli şekilde merkezlerini taşıyacağı bir kent olacağını düşünüyorum. İzmir'de bir gayrimenkul projesinin, daha temel atılırken yüzde 50'sinin satılmasını da, bunun işaretlerinden biri olarak görüyorum. Yeter ki kent iyi yönetilsin.