Önceki akşam İzmir Foça'da, kocaman bir güzelliğe tanık oldum. Edebiyatımızın büyük ustası, İzmir Karşıyaka doğumlu Tarık Dursun K.'nın hayatının anlatıldığı 'İmbatla Dol Kalbim' adlı belgesel filmin, Foça Belediyesi Kültür Merkezi'ndeki galasını izledim. Tarık Dursun K.; sinemacı, yönetmen, senarist, gazeteci, hikayeci ve bir romancı olarak gerçekten ayakta alkışlanacak isim. Aynı zamanda bugüne dek yazdığı ve sayısı 200'ü bulan kitapla arı gibi çalışkan olan büyük bir usta. Tarık Dursun K.'nın İzmir ve Karşıyaka sevdalısı bir edebiyatçı olması da benim için ayrı bir önem taşıyor.
BÜYÜKLÜĞÜNE YAKIŞMIŞ
Yazar Orhan Kemal'in izinde sürdürdüğü edebiyat hayatında, belki de 'boynuz kulağı geçer' bir büyüklükte özel serüven yaratan Tarık Dursun K.'nın; yazı ustalığını anlatmak için, bizim fakir kelimelerimiz çok yetersiz kalır. 'İmbatla Dol Kalbim' adlı Tarık Dursun K. belgesel filmi ise çok etkileyici, şahane bir iş olmuş. Çok başarılı. Usta yönetmen Hikmet Yenigün'ü de, yaptığı bu güzel iş nedeniyle içtenlikle kutlamak gerekli. Galanın Foça'da yapılmasının nedeni, bu fikrin ilk olarak yazarın yaz aylarını geçirdiği Foça'da doğması.
Ama eminim Karşıyaka Belediyesi de, tüm Karşıyakalılar'ın bu filmi İzmir'le paylaşabilmesi için, çok daha kalabalık, edebiyat ve sanat dünyasının da olduğu bir ortam yaratır. Bu filmin bir galasının da, Karşıyaka'da yapılmasını sağlar.
Tarık Dursun K.'nın hayatını konu edinen film, yazarın kendi sesinden "... Çünkü ben Karşıyaka'da doğdum, İzmir'de büyüdüm. Tanıklarım hala Tilkilik'tir, İkiçeşmelik'tir, Mezarlıkbaşı'dır, Bayramyeri'dir, Mumcu Kahvesi'dir, Namazgâh'tır, Yaygın Yokuşu'dur, Topaltı'dır, Asri Sineması'dır, Lale Sineması'dır" sözcükleriyle başlıyor.
BÜYÜK HAYATLARDAN...
Önde Tarık Dursun K.'nın ve ailesinin yaşamı, arka fonda ise İzmir ve Türkiye. Çok başarılı, dokunaklı bir belgeseli izliyorsunuz. Büyük yazarların, büyük şairlerin, büyük fikir insanlarının, büyük yazı ustalarının; hep büyük hayatlardan çıktığını; arkalarında bir iz olarak, üstü örtülü dramlar sakladıklarını düşünürüm. Tarık Dursun K.'nın da gerçekten büyük, dokunaklı, buğulu bir hayatı olmuş. Ne mutlu ona! Belgeseli, çok değerli dostum, ağabeyim, Tarık Dursun K.'nın yeğeni; gazeteci, akademisyen, yazar Halit Kakınç ile yan yana izledik.
Sevgili Halit Kakınç'ın filmi izlerken gözlerinde sakladığı, ikimizin de saklamaya çalıştığımız gözyaşlarımız, aslında Tarık Dursun K.'nın büyük ustalığının yanı sıra, hayatına duyduğumuz kocaman saygıyla ilgiydi. Yazar, sıkı şair, değerli ağabeyimiz, Tarık Dursun K.'nın iyi dostu Hüseyin Yurttaş'ın, başarıyla, duygu dolu sözcüklerle sunduğu gala gecesi, Foça'yı taçlandırdı. Galaya gelen sanatseverlerin, dostlarının, belgesel bitiminde dakikalarca süren alkışları da, bizler gibi; yazarın edebiyat, sanat serüvenine ve hayatına duyulan içten saygının ifadesiydi.
BİRER HÜZÜN TANIĞIYIZ
Editörümüz ve yazar sevgili Duygu Özsüphandağ Yayman, geçtiğimiz yıllarda Tarık Dursun K.'nın hayatını anlatan bir röportajına; "Hikayelerinde kanayan, hüzünlü bir şey var" başlığını atmıştı. Sonra da eklemişti; bu cümleyi Tarık Dursun K.'ya, yazar Tomris Uyar'ın söylediğini.
Belgesel sunumu sonrasında Tarık Dursun K., Halit Kakınç ve dostları ile Karşıyaka'daki evlerinde geçirdiğimiz özel dakikalarda da; yazarın bellek gücüne, derin gözlemlerine, ardındaki hüzne bir kez daha tanık olduk. Edebiyatın bu büyük ustasını, Türk sinemasının bu özel ismini, mesleğimizin güzel insanını, hikayelerinde kanayan şeyler olan bu büyük yazarı, saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum. Eminim İzmirliler ve elbette Karşıyakalılar, Tarık Dursun K. ile gurur duyuyorlardır.
