Fenerbahçe'de futbol şubesinin yönetimi değişti. İpler artık önce başkanın değil, Aykut Kocaman'ın elinde. Aziz Yıldırım verdiği sözü tuttu ve kendisini geri çekti.
Galibiyetlere rağmen, seyirci ıslıklarının yaşandığı Belediye ve Antalyaspor maçı sonrasında Kocaman'ın, "Durumun farkındayız, eleştirilere katılıyoruz. Bu durumu düzelteceğiz" açıklaması geldi. Genç teknik adam, yangını söndürdü.
En son oynanan Gençlerbirliği maçındaki pozitif görüntülerin, devam edeceği yönünde herkes umutlu.
Süreç devam ederken, öncelikle Başkan'a yakın gazetecilerin gazetelerine oyuncular röportaj verdi. Tam sayfa yayınlandı sözleri. Resmi site veya TV'deki, "resmi" sözlerden farklılarını görme, duyma ve okuma şansımız oldu.
Ve bu dönemde iki önemli açıklama yayınlandı. Biri dopingli çıkan Kerem Gönlüm ile ilgiliydi, diğeri de Denizli maçında İnönü Stadı'nda yaşananlarla.
Böylesine ustaca, sadece gerçekleri vurgulamak ve insanları doğru yönlendirmek adına yazılmış metinleri uzun süredir görmüyorduk. Genel de ya kin kusuyor, ya da hedef gösteriyorlardı.
Kerem Gönlüm'ü bile suçlamadan, herkesi bu doping maddesinin oyunculara nasıl verildiğinin araştırılması isteniyordu. Elbette, kaybedilen şampiyonluğun nedenlerinden biri olarak da, rakip takımın neredeyse hepsinin dopingli olabileceğinin altı çiziliyordu. Beşiktaş Kulübü'nde yaşanan olaylarda rakip yönetime verilen destek, önceden yaşanılanların bir özetiydi. Buradaki, "Haddi bilen hedefleri açıklamak" ibaresi de çok önemliydi.
Demirören'in taraftarına vaat ettiklerini, geçen senelerde Fenerbahçe yönetimi de yapmış ve tepki görmüştü. Fenerbahçe bu tarzın iki mimarı var; Ali Koç ile Şekip Mosturoğlu... Kavga yerine, en uygun yerde uzlaşmayı tercih eden, büyümek için farklılığın gerektiğini bilen iki genç isimle, değişim sürüyor...