Bu maçın kritiğini en iyi kimin yapacağı tartışılmaz bir konudur. Elbette Güiza... Maçı en yakından izleyen, tereddütsüz otorite olarak güvenilir yorum sahibidir! Bir tek sıkıntısı var; ifadesi de santrforluğu gibiyse, fazla talep görmez...
Maç oynanıyor, taraftar galeyanda. Nasıl mutlular, görmeniz lazım. Nedeni ise basit ve garip; takım pres yapıyor...
İki-üç oyuncunun Emre ile birlikte top kapmaya çalışması ve bunu devam ettirmesiyle coşuyor herkes... Birkaç saniye sürüyor ama olsun, görmedikleri şeylerdi bunlar...
Alex, Daum'u ikinci kez kayığına bindirdi. O oynuyor, atıyor-attırıyor ve rekorlar Daum'un hanesinde... En güvenilir kürekçi, Zico'yu da 100. yılda dalgalardan geçirmişti.
Yine takımını sallantıdan kurtarıyor, yine oyunbozanlık yaparak, "Buraların efendisi benim" diyor...
Gençlerbirliği'nin ilk yarıdaki direnci iyi de, tek pozisyon yok notlarda. İkinci 45'te ise sızıyorlar her deliğe. Hurşit Meriç, sarı kartı cebine koyan Gökhan Gönül'ün önünde fena bir tehdit.
Top ayaklarında dolaşıyor, çalım olarak Fenerbahçe kalesine yöneliyor.
Emre ve Santos'un direkle oynaşan şutları var. Gençler ise Volkan Demirel'in "son anda" müdahaleleri ile beraberlik sayısının çevresinde dolaşabiliyor.
Sonra yine Alex geliyor, konuşuyor ve atıp, dönüyor...
Daum, Santos-Carlos değişikliği ile görünüyor ilk olarak. Yabancı kontenjanına takılan "Dünya yıldızı" ile arasını bozmaya niyeti yok.
Peki Güiza'dan hala nasıl memnun? Menajeri Figer'in yakın arkadaşı olmasının bu ısrarda payı olabilir mi?
Belki haksızlık ediyoruz ama futbol performansı içinde izah sorunu yaşıyoruz. Eski arkadaşlar konuşmuş, "Baba, bir tane atsın ya!" demiş olabilirler.
Bunu Alex ile oynayıp başaramayan santrfora, nasıl bir "tahammül" kitabı yazılabilir ki?
Fenerbahçe taraftarı, Ankara'dan gelen üç farklı yenilgi haberinin tadını ve anlamını en iyi kavrayanlar arasındaydı. Maça istekli başlayıp, ıslıklarla oyuncularını geri koşturup, alkışlarla prese başlattılar. Maç alan değil, aynı zamanda takım yöneten tipteydiler.
Kuddusi Müftüoğlu ufak-tefek hatalar ile maçı ortadan yönetirken, İlhan Eker'e ikinci sarıyı çıkartamadı. Pozisyon tartışmalı olsa, bunu yazmam bile. Müftüoğlu neden kendisini tartışmaya açıyor, anlamış değilim.