Pazartesi gecesi Fox Tv'de Ersun Yanal ile Fenerbahçe'yi tartışıyoruz. Ben Fenerbahçe'nin daha tempolu, baskılı ve bol pozisyonlu futbolu nasıl oynayacağını bulmanın peşindeyim. Ersun hoca ısrarla "olmaz" diyor.
Aklım almıyor tabii.
Yanal, sanki Daum'un sözcüsü gibi. Fakat üstünde tartıştığımız kadrodan yola çıkarak konuşuyor.
Ona göre bu kadronun hızlı ve tempolu oynaması mümkün değil.
Aynı fikirdeyiz artık...
"Bu kadro" dediği, elbette Alex, Güiza, A.Santos, Kazım, Deivid ve R.Carlos'un bulunduğu takım...
"Eğer" diyor hoca, "Kadroya değişik karakterde oyuncular katılır, bu değişim yapılırsa, Fenerbahçe herkesin istediği futbolu oynamaya başlar."
Sezon başında, Aziz Başkan'ın söylediği "savaşan takım" vaadine gidiyor aklım.
"Herkesin özlediği" diye yorumlamıştı Fenerbahçe Başkanı, bu sezonki takımdan bahsederken. Ama karşımıza "herkesin bildiği" takım çıktı.
Yine de Ersun Hoca ile bir noktada ayrılıyoruz. Ben 4-3-1-2'den bahsediyorum. İki tempolu forvetin Alex'den doğacak handikapları yok edeceğini düşünerek. Mevcutlar arasında Semih ve Güiza koşmaktan pek sakınmıyorlar. Emre, Baroni ve Mehmet Topuz'lu bir orta saha da pres üretmekte sıkıntı yaratmaz.
Ama karşımızda uzman var. Çalıştırdığı her takımı tempolu oynatmış, baskılı futbolla sonuca gitmek istemiş bir teknik adam Ersun Yanal.
Bu kez de, "Bu oyuncuların aerobik eşiklerinin yetersizliğine" sözü getiriyor. Kısacası, "güçleri yetmez" diyor.
Şimdi zurnanın "zırt" dediği yere geliyoruz.
Bu güç "neye göre" yetmiyor?
Hoca susuyor. Eğer yanlış anlamıyorsam, demek istediği; antrenmanların kalitesinin bu futbola uygun olmadığı yönünde.
Bir anda umutlarım suya düşüyor.
Tüm Fenerbahçeliler'in beklediği "savaşan" takım için, kadroda en az beş isim değişecek, bu da yetmiyor, antrenman sistemi de değişecek.
Bu nedenlerle, kazanan Fenerbahçe'yi istiyorsanız alkışlayın.
Ama daha iyi oynayan bir Fenerbahçe'yi kimse beklemesin.