Dünya 2025'e umutla girerken siyonist İsrail rejiminin barbar soykırımlarına maruz kalan Gazzeli masumlar ise yeni yılın ilk sabahına yine katliamlarla uyandı. Gazze'de ölüm nöbetine başlayan anneler, bebekleri uyurken soğuktan donmasın diye sabaha kadar yanıbaşlarında bekliyor. Derme çatma çadırlarda bombalar, açlık, soğuk ve salgın hastalıkların pençesinde hayatta kalmaya çalışan Gazzelilere yönelik vahşete kimse dur diyemiyor.
Gazze'de sabah akşam bebeklerin, çocuk ve kadınların çığlıkları yankılanıyor. Ama dünya hâlâ sağır. Herkes kendi kirli jeopolitik hesaplarıyla meşgul. Batılı sadist liderlerle kartel medyası siyonazilerin suçlarını diplomatik numaralarla perdelemeye devam ediyor.
Firavunların bir hesabı varsa elbet Allah'ın da bir hesabı var. Bakmayın siz siyonist rejimin zafer naralarına. Gazze, Lübnan ve Suriye'deki yeni toprak işgalleriyle böbürlenmelerine. Siyonistler ne yapsa da İsrail devletinin artan kırılganlığını gizleyemiyor. Geri sayım başladı. Siyonizm karşıtı küresel tiksinme yayılıyor.
***
İsrail toplumu bile artık yolun sonunun geldiğini görüyor. Protestolarda Yahudiler, Gazze Kasabı Netanyahu'nun işlediği suçlarla 1948 tarihli İsrail Bağımsızlık Bildirgesi'ni yırttığını tasvir eden pankartları boşuna taşımıyor. Bazı cephelerde kazansalar da siyonist rejim insanlığa karşı verdiği savaşı kaybetti. Hamas direnişi ve dünyanın Gazze'ye verdiği destek siyonizmin içeriden çatlamasına yol açtı.***
Uluslararası baskı ve dünyanın soykırımcılardan hesap sorma kararlılığı Yahudilerin kalbine korku salıyor. Gerçeği görenler, Gazze'deki etnik temizliğin İsrail'in meşruiyetini aşındırıp onu parya devletine dönüştürdüğünün altını çiziyor.
Kültürel, siyasi ve hukuki bedeller yanında soykırım stratejisinin sosyal ve ekonomik maliyetleri de artıyor. Askerler psikolojik sorunlarla boğuşuyor. Kadınların Uluslararası Siyonist Örgütü'nün raporuna göre Gazze saldırılarından sonra İsrail'de aile içi şiddet yüzde 65 arttı.
İsrail'in varlığını sürdüren siyasi ittifaklar zayıflıyor. Caydırıcılık saplantısı İsrail toplumunu parçaladı ve benzeri görülmemiş bir karşı göçe yol açtı. 2024'ün ilk yedi ayında 40 bin 600 İsrailli bir daha gelmemek üzere ülkeyi terk etti. İsrail'den kaçışlarda yüzde 59'luk artış var. Ekonomist Dan Ben-David'e göre gidenlerin çoğu İsrail'in iktisadi ve entelektüel omurgasını temsil eden elit sınıflar.
Hâsılı kelam, Gazzeli çocuk ve kadınların kanı üzerine inşa edilen siyonist rejim için huzur yok. Sadece bitmeyen kaos var. Siyonizmin güvenli ülke, refah ve Yahudi birliği vaadi bitmeyen bir kâbusa ve kronik varoluşsal krize dönüşmüş durumda. Çünkü İsrail'in en büyük düşmanı bizzat kendi siyonist ideolojisi.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Bercan Tutar | İsrail'in en büyük düşmanı kendisi