Robert D. Blackwill ve Richard Fontaine "Kayıp On Yıl: ABD'nin Asya'ya Dönüşü ve Çin Gücünün Yükselişi" adlı yeni kitaplarında Hillary Clinton'un 2011 yılında büyük bir sükseyle tanıttığı ve "Artık Ortadoğu yerine Asya- Pasifik'te oyun kuracağız" şeklindeki 'Pivot Asia' stratejisini 'kayıp on yıl' diye niteliyor.
Hatırlamakta fayda var. ABD'nin o dönem dışişleri bakanı olan Clinton, 11 Ekim 2011'de Foreign Policy'de yayımladığı "America's Pacific Century/Amerika'nın Pasifik Yüzyılı" başlıklı makalede "Siyasetin geleceği Afganistan'da veya Irak'ta değil Asya'da belirlenecek ve ABD bu sürecin tam merkezinde yer alacak" demişti.
Irak ve Afganistan'daki terörizme karşı savaşlarını sona erdirdiklerini ilan eden Clinton, Amerika'nın enerjisini, ilgisini ve odağını yükselen Çin bölgesi Asya- Pasifik'e kaydıracaklarını vurgulamıştı. Bu bağlamda ABD ve Rusya arasındaki ilişkiler sıfırlanmış ve yeni bir başlangıcın adımları da atılmıştı.
***
Ancak geldiğimiz aşamada Irak ve Afganistan'daki hezimetin bir benzerini ABD bu kez Asya-Pasifik'te yaşıyor. Bu başarısızlığı Batılı analizciler de itiraf ediyor. Son olarak Amy Zegart, Foreign Affairs dergisinin Eylül-Ekim 2024 sayısındaki "Amerikan Gücünün Çökmekte Olan Temelleri" başlıklı makalesinde Washington'un Pekin ve Moskova'ya karşı sadece askeri, siyasi ve ekonomik alanda değil teknolojide de irtifa kaybettiğini farklı sektörlerden örneklerle ortaya koyuyor. Son verilerle desteklediği analizinde Zegart şu sonuca varıyor: "Bilgi güçtür ve ABD onu da kaybediyor."***
Özellikle de Gazze krizini bölgesel savaşa, Ukrayna krizini de NATO-Rusya veya Rusya-Avrupa çatışması üzerinden 'III. Dünya Savaşı'na dönüştürme gayretleri öne çıkıyor. Ancak Atlantik'in provokasyonlarını gören Rusya, Çin ve İran'ın temkinli davranışları dikkat çekiyor.