İsrail'in eski dışişleri bakanlarından Sholomo Ben-Ami, Project Syndicate dergisinde çıkan 14 Ağustos 2024 tarihli yazısında Siyonist teolojinin dünya ve bölge için oluşturduğu tehlikeyi itiraf etmiş.
"Gaza and the Apocalypse/Gazze ve Kıyamet" başlıklı yazının ilk cümlelerinde sömürgeci zihniyetin nasıl dünyadan kopuk bir kıyametçi fanteziye sahip olduğunu ve bu irrasyonel bakış açısının yol açtığı trajedinin sadece Gazze'deki barbar soykırımla sınırlı kalmayacağını dile getiriyor. Şimdiden önlem alınmazsa bütün bölge Gazze'ye dönüşecek ve bütün Müslümanlar da 'ya yok edilmesi ya da köleleştirilmesi gereken insansı hayvanlar' diye nitelenen 'Filistinli' muamelesi görecek.
Nitekim İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki Aksa Tufanı saldırısından iki gün sonra yaptığı açıklamada Siyonist teolojinin terimleriyle niyetini ifşa etmişti. 9 Ekim'de Gallant, "Gazze tamamen ablukaya alınacak. Elektrik, yiyecek ve yakıt sağlanmayacak. Çünkü burada 'insansı hayvanlarla' savaşıyoruz ve ona göre hareket edeceğiz" demişti.

***

Geçen 11 aylık sürede İsrail rejimi tam da Gallant'ın dediği gibi 'İsrailiyat hurafelerine' göre davrandı. İnsani, ahlaki ve hukuki bütün değerleri ayaklar altına alan bir 'kıyamet stratejisi' izledi Gazze'de. Ancak batağa saplanan İsrail rejimi şu an Batı'da sadece Almanya ile ABD'nin tam desteğini alabiliyor. Siyonaziler, Gazze'deki barbarlığın faturasını 'günah keçisi' olarak seçilen Netanyahu ve Gallant gibi sapkın düşünceli yöneticilere yıkarak paçasını kurtarmaya çalışıyor.
İsrailli diplomat, siyasetçi ve tarihçi Ben-Ami'nin makalesi bu çerçevede okunması gereken bir PR çalışması aslında. 2000-2001 arasında dışişleri bakanlığı yapan Ben-Ami, 2000'deki Camp David Zirvesi'ndeki kritik toplantılarda yer almıştı.
Diplomatik ve akademik geçmişini Siyonizmin Gazze'deki barbarlığını aklamada kullanan Ben-Ami, "İsrail'deki bazı kişilere göre Hamas'ın 7 Ekim'deki saldırısı, Mesih'in gelişini müjdeleyecek olan Yecüc ve Mecüc Savaşı'nın başlangıcı anlamına geliyordu" diyerek suçu Yahudi teolojisinin çarpık anlayışına indirgiyor. ABD'deki Siyonist Hıristiyan- Evanjelikler'i (Siyonaziler) de bu suça ortak etmeyi ihmal etmiyor.

***

Buradaki kirli akıl şöyle işliyor... Önce şeytanlaştır sonra akla! Dolayısıyla Ben-Ami, 'Gazze Kasabı'nın soykırımına destek veren İsrail halkını "İnsanlar Şeytan olmadan kurtarıcıya inanmıyor" cümlesiyle masumlaştırıyor.
Kuşku yok ki Ben-Ami yalnız değil. Bugünlerde 'liberal siyonist' sıfatını kullanan birçok Yahudi gazeteci, siyasetçi, tarihçi, aktivist ve akademisyenin başını çektiği kesimler, sapkın Mesihçi halüsinasyonlara karşı eleştirel bir tavır takınıp İsrail rejimi ile Filistinlilerin malına ve canına saldırıyı savunan sömürgeci yerleşimci Yahudi halkının barbarlıklarını meşrulaştırmaya çalışıyor.
Ancak ne yapsalar da bu saatten sonra Siyonist rejimin vahşetini aklayamazlar. Beyhude bir çaba içindeler. İnsanlar artık uyandı. Siyonistlerin hunhar yüzü her yönüyle deşifre oldu. Dünya hesap sormaya hazırlanıyor. Haliyle "önce şeytanlaştır sonra kutsa" şeklindeki kirli ve kanlı stratejisi bu kez tutmayacak.