Katar ve Mısır'daki son müzakerelerden de bir sonuç çıkmadı. Havuç ve sopa politikası artık işlevsizleşen ABD tarafı herkese mavi boncuk dağıtıyor. ABD Dışişleri Bakanı A. Blinken "Bu son şans" ve ABD Başkanı Joe Biden ise "Ateşkes hâlâ mümkün" şeklindeki çocuksu temennilere kadar seviyeyi düşürdü.
Dolayısıyla ateşkese bel bağlayanlar yine yıkım yaşayacak. Çünkü görüşmeler sürerken Hamas'ın lideri ve başmüzakereci konumundaki İsmail Haniye'ye suikast düzenleyip masayı deviren İsrail ve ABD'nin kendisiydi. Masayı deviren barış ister mi? İstese de bunlara kim güvenebilir?
Çünkü siyonist İsrail'in en büyük suç ortağı Amerikan yönetimi ateşkes sürecini iç ve dış kamuoyunun yükselen tepkisini karşılayıp yumuşatacak bir diplomatik dalgakıran olarak kullanıyor. İsrail ise zaten ateşkes değil tam teslimiyet istiyor.
***
Nitekim Türkiye'yi görüşmeler konusunda bilgilendiren Hamas, ABD'nin 'pembe tablolarına' rest çeken İsrail'in arabulucuların tekliflerine bile yanıt vermediğini söylüyor. Bir başka Hamas yetkilisi de "Bir esir değişimi olsa dahi istedikleri zaman saldırma hakkına sahip olmak istiyorlar. Bunu hangi Filistinli kabul edebilir?" diye soruyor.***
Unutmayalım ki Gazze'den 2005'te çekilen İsrail'in o zamanki başbakanı Ariel Şaron'un başdanışmanı Dov Weisglass, Haaretz'e anlaşmanın özetini verirken şöyle konuşmuştu: "Çekilme planının önemi barış sürecinin dondurulmasından başka bir şey değil. Bu süreci dondurduğunuzda, bir Filistin devletinin kurulmasını da engellemiş olursunuz. Yani mülteciler, sınırlar ve Kudüs hakkında bir tartışmayı da engellemiş olursunuz. Böylece Filistin devleti projesi gündemimizden tamamen çıkarıldı. Hepsi de ABD başkanlığının ve Kongre'nin her iki kanadının onayıyla yapıldı."