Küresel siyasetin en sıcak iki cephesi konumundaki Gazze ve Ukrayna'da işler Batı'nın istediği gibi gitmiyor.
Terör devleti İsrail ile emperyal merkez, ensesinde sıcaklığını her geçen gün daha fazla hissetmeye başladığı hezimetten kurtulmak için 'makas değişikliği veya intihar girişimi' şeklinde yorumlanan çılgın hamleler yapmaya başladı.
Hem de kuyruğu dik tutmak adına ters sinyaller vererek yapıyorlar bunu.
Örneğin tam da Volodimir Zelenski'nin toprak kaybıyla sonuçlanacak müzakereler için referandumu işaret ettiği, Rusya ve Batılı ülkeler arasında diplomatik yumuşamanın habercisi olarak görülen Türkiye öncülüğündeki büyük takas operasyonunun gerçekleştiği bir dönemde Ukrayna ordusunun en seçkin iki tugayı Rusya topraklarına yönelik sürpriz bir taarruza başladı.
6 Ağustos'ta Ukrayna'nın en seçkin grupları olarak bilinen 22. ve 88. Mekanize Tugayı ile 80. Hava Taarruz Tugayı'ndan yaklaşık 2 bin asker tanklarla sınırdan 10 kilometre uzaklıktaki Sudzha'yı bombalayarak Rusya'ya girdi.
***
Sınırdaki Rus kentleri
Belgorod ve Bryansk'a saldırılar düzenleyen Ukrayna
askerlerinin
Harkiv'e 35 kilometre uzaklıktaki doğalgaz tesisleri ve nükleer santrala ev sahipliği yapan stratejik kent Kursk'a doğru ilerlemesi dünyada büyük yankı uyandırdı.
Üstelik Rusya kentlerine yönelik bu beklenmedik hamleler
nükleer saldırı ve III. Dünya Savaşı tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Zelenski'nin çılgın atağının
Kamala Harris'in seçim yatırımı olduğunu ileri sürenler oldu. Müzakerelerde Rusya'nın işgali altındaki
Ukrayna topraklarıyla takas için Kiev'in Rus kentlerine girdiğini söyleyenler de çıktı.
Bu saldırının Putin'in çizdiği
güçlü Rusya imajının ne kadar kırılgan olduğunu dünyaya bir kez daha gösterdiğini
vurgulayanlar da var. Ancak ne olursa
olsun zaten
asker kıtlığı çeken Kiev'in en seçkin tugayını intihara göndermesi Kiev'in Moskova ve Washington arasında
yeni yumuşama döneminden çok rahatsız olduğunu gösteriyor.
Çünkü müzakerelerin konuşulduğu ve rakip güçler arasında diplomasi imkânlarının arttığı bir aşamada bu hamle sonuçta Ukrayna'nın aleyhine olacaktır.
Rusya'nın Harkiv'den üçüncü bir cephe açmasına ve Ukrayna'nın daha
fazla toprak kaybetmesine bile yol açabilir.
***
Benzer şekilde
Gazze'deki barbar soykırım saldırılarında 11'inci aya girilirken
İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes görüşmelerinin son aşamasında baş müzakereci konumundaki Hamas
lideri
İsmail Haniye'ye İran'ın başkenti
Tahran'da suikast düzenlendi.
Suikast sonrası İran'ın İsrail'e yönelik olası misillemesi nedeniyle
Ortadoğu'da ABD'nin de müdahil olacağı bölgesel savaş riski en üst düzeye çıktı. Her iki olayda da düşman güçler arasında devreye giren
'modus vivendi/geçici uzlaşma' arayışı yeniden tehlikeye girdi.
Burada
hedef tahtasındaki Zelenski ile Gazze Kasabı Binyamin Netanyahu'nun olayların tırmanmasında
başrol oynadığını görüyoruz.
Kaybeden iki aktör de en riskli kumarı oynuyor. Kişisel bekaları için her tür çılgınlığa hazırlar. Her yola başvuracaklar.
Fakat ne yapsalar da
büyük resmi ve küresel gidişatı değiştirmeleri çok zor.
Netanyahu ve Zelenski'nin 'günah keçisi'
ilan edilip bir kenara atılacakları günler artık
sayılı. Her ikisi için de geri sayım başladı.