ABD'de 9-11 Temmuz tarihleri arasında yapılan NATO zirvesinde en çok öne çıkan dört önemli başlıkta da Başkan Erdoğan'ın imzası var. Dünya medyasının da "NATO'dan istediğini aldı" ve "NATO'ya meydan okudu" başlıklarıyla özetlediği zirvede Erdoğan'ın elde ettiği zafer en çok da Türkiye düşmanı darbeci Siyonist lobiyi çıldırttı. Öyle ki "NATO'nun haydut devleti" başlıklı bir yazı kaleme alan tescilli iki Siyonist, ABD Kongresi'nin ülkemizi 'cezalandırması' çağrısında bulunuyor.
Kimyaları altüst olan bu iki azılı Siyonist kalemin kim olduğuna ve arkalarında darbeci sabıkaya sahip hangi kurumların bulunduğuna bakmadan önce Erdoğan'ın, NATO zaferini getiren dört cephedeki hamlelerine değinmek gerekir.
Peki, neydi o Batılı Siyonistlerin kimyasını altüst eden dört meydan okuma?
İlki, İsrail'e gösterilen kırmızı karttı. Erdoğan, Gazze'deki trajedi bitmeden NATO'nun İsrail ile yapacağı her tür işbirliğini veto edeceğini söyledi. 'İsrail için kapıma gelmeyin' diyerek kestirip attı.
İkincisi, Rusya-Ukrayna savaşına dair bütün kirli stratejileri akamete uğratan "NATO taraf olmamalı" çıkışıydı.
Üçüncüsü, NATO üyelerine yönelik PKK uyarısıydı. Bazı 'müttefiklerin' terör örgütü PKK'nın Suriye'deki uzantısı PYD/YPG ile kurdukları çarpık ilişkiye değinerek Batı'nın bilinçaltındaki kirliliği yüzlerine vurdu.
Dördüncüsü, 2026 NATO zirvesinin Türkiye'de yapılacağını açıklamasıydı.
En önemlisi de Türkiye karşıtlarını travmaya sokan bu meydan okumaları emperyal merkezde yapmasıydı.
***
Siyonist lobiler adına kaleme sarılan Tyler Stapleton ve Boris Zilberman, 11 Temmuz'da The National Interest dergisinde yayımlanan "NATO'nun haydut devleti" başlıklı küstah yazıyla bütün kinlerini kusmuş. Türkiye'yi babalarının çiftliği gibi gören bu iki aklıevvel, sömürge valileri gibi emir ve talimat yağdırmış. Sanki karşılarında el pençe divan duran 'Eski Türkiye' varmış gibi esip gürlemişler.
İşte suçlarımız: "Türkiye, ABD ile İsrail başta olmak üzere Batı çıkarlarını baltalıyor. Erdoğan, Rusya'yı desteklemeyi bırakmalı. NATO ittifakına zarar vermesi engellenmeli. Hamas'a desteğini sonlandırmalı. NATO zirvesi, Türkiye'nin kendini düzelteceğini göstermesi için ideal bir fırsat. Erdoğan harekete geçmezse, ABD Kongresi Ankara'yı cezalandırmalı..."
Aslında bunlar birer serzeniş. Kuyruğu dik tutma çabaları. Çünkü kuyruk acıları hâlâ geçmemiş. Kolay değil, 15 Temmuz 2016'daki başarısız darbe ve işgal girişiminin yıldönümü sürecinde Erdoğan'ın NATO'ya verdiği ayar, bütün ayarlarını bozmuş. Çok zorlarına gitmiş.
***
Gitmez mi? Yazarların arkalarındaki lobilere bakınca histerinin nedenleri hemen anlaşılıyor.
Yazının çıktığı dergi, Amerika'da Henry Kissinger'ın uzun yıllar (1994- 2023) başkanlığını yaptığı ve Yahudi lobisinin en önemli kalelerinden sayılan Center for the National Interest adlı düşünce kuruluşunun bir yayını.
Yazar Tyler Stapleton ise 15 Temmuz 2016'daki darbe ve işgal girimindeki sabıkasıyla tanınan İsrail ve ABD merkezli 'FDD/Demokrasiyi Savunma Vakfı' adlı düşünce kuruluşunun uzantısı FDD Action'ın kongre ilişkileri direktörü.
Diğer kalemşor Boris Zilberman da 'CUFI/ İsrail için Birleşmiş Hıristiyanlar' adlı yardım fonunun kamu politikası ve strateji direktörü.
Her şey gayet açık ve net. Daha fazla söze hacet yok. 15 Temmuz'un arkasındaki güçlere Reis gereken bütün ayarı vermiş. Hem de küresel kutuplaşmanın had safhaya ulaştığı böylesi zor bir konjonktürde. Bunu yapabilmek ve emperyal merkezin kalbindeki NATO seferinden zaferle dönmek öyle her babayiğidin harcı değil. Kudurmaları bundan. Boşuna 'İntikam soğuk yenen bir yemektir' dememişler.