ABD'nin başkenti Washington'da NATO'nun 75. yıldönümü için bir araya gelen 32 üye ülke elbette dünyaya aynı gözlüklerle bakmıyor. En azından Başkan Erdoğan'ın ve Macar Başbakan Viktor Orban'ın emperyal merkezden farklı tutumlarını dost düşman herkes biliyor. Ancak bir iki üyenin muhalif tutumu ittifakın kuruluş amacını, hedeflerini, genel gidişatını ve mahiyetini maalesef değiştirmiyor.
Bu bağlamda zirvenin açılış konuşmasını yapan ABD Başkanı Joe Biden, yine bildik teraneleri sıraladı. Gazze'deki barbar soykırım saldırılarıyla dünyanın ve insanlığın en büyük düşmanı olduğunu kanıtlayan Siyonist İsrail rejimi dururken Biden, dikkatleri Ukrayna'ya ve Rusya'ya çekmek için yırtındı. Oysa artık mızrak çuvala sığmıyor. Güneş balçıkla sıvanmıyor. İnsanlık tarihinin en ahlak dışı vahşetinin işlendiği Gazze'den bahsetmemek nasıl bir sadizmdir?
Oyun oynarken, su ya da ekmek kuyruğundayken, anne kucağındayken, uyurken, koşarken veya sığındıkları yerlerde korkuyla beklerken terör devleti İsrail'in üzerlerine yağdırdığı iki üç tonluk bombalarla insanın bakmaya ve koklamaya kıyamadığı meleksi bedenleri paramparça olan on binlerce çocuğu görmezden gelmek için insanın psikopat olması gerekir.
***
Çünkü ancak seri katiller böylesi bir vahşete sırt çevirir. Bu tavır her şeyden önce gücün ve ruhun bayağılığıdır. Zira buradaki bilinçli görmezden gelme stratejisi aslında suç ortağı olduğu bu barbarlığı perdelemeye çalışma ahlaksızlığıdır.***
Oysa NATO, bir barış ve savunma paktı olmaktan çok bir kaos aparatıdır. Özellikle de üye ülkelerin iç ve dış siyasetine müdahale ederek onları Amerikan emperyalizminin ihtiyaçlarına hizmet edecek kıvama getirmek amacıyla darbe yapan, iç savaş çıkaran, ekonomik ve ideolojik krizlerin tohumlarını eken bir askeri ve psikolojik harp aygıtıdır.