Küresel güç mücadelesinde ABD ve Rusya ile Çin'in oluşturduğu revizyonist eksenin hayli gerisine düşen ve jeopolitik olarak artık 'kayıp kıta' diye nitelenen Avrupa'da birlik üyesi 27 ülkede 4 gün sürecek Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri önceki gün Hollanda'da start aldı.
Hollanda'nın ardından dün İrlanda, Çekya ve Estonya'da AP seçimleri için oy kullanıldı. Bugün de İtalya, Malta, Slovakya ve Letonya'da seçmenler sandığa gidecek.
Yarın ise 21 üye ülke aynı gün Avrupa Birliği'nin (AB) geleceği için oy kullanacak. 720 üyeli Avrupa Parlamentosu'nda nüfuslarına göre en çok vekil çıkaran ilk 5 ülke sırasıyla 96 ile Almanya, 81 ile Fransa, 76 ile İtalya, 61 ile İspanya, 53 ile Polonya'dan oluşuyor.
Siyasetçiler seçimlerin istatistiki sonuçlarına ağırlık verirken Avrupalı halklar ise bu seçimleri, işlevsiz siyasi sınıflar ve ABD hegemonyası ile hesaplaşma fırsatı olarak görüyor. Çünkü dünyanın en müreffeh ve demokratik toplumları olarak bilinen Avrupalılar artık onlara bu hayat standardını veren eski jeopolitik sömürge imkânlarını kaybediyor.
***
Siyasi sınıfları işlevsizleşmiş durumda. Yöneticiler ulusal ve ekonomik çıkarları yerine ABD'nin dışarıdan dayattığı politikalara göre hareket ediyor. Örneğin, ABD'nin 'yeşil emperyalizm stratejisi' kapsamında dayattığı sıfır emisyon ve yeşil enerji talepleri dünyanın en gelişmiş modern toplumları sayılan Avrupalıları yeniden taş devri şartlarında yaşama zorluyor.***
Anketler seçimlerde Avrupa'nın aşırı sağcı popülist partilerinin büyük zaferler kazanacağını öngörüyor. Bu nedenle AB'de köklü siyasi bir değişime neredeyse kesin gözüyle bakılıyor.