Aklı gözünde olan ve Batı'nın optik rasyonalitesinden olaylara bakanlar elbet ne dediğimizi fazla kavrayamayacak. Fakat başta Joel Kotkin olmak üzere birçok Batılı aydın, akademisyen ve siyasetçinin de vurguladığı üzere Batı dünyası ile onun sömürgeci ırkçılık sistemi üzerine inşa edilen İsrail ve benzeri vesayetçi bütün aktörlerdeki beka kaygısı had safhaya çıkmış durumda
Bu bağlamda Batılı kartel medyasının aslında bir bütün olarak ilişkide olan küresel gelişmeleri ayrı ayrı olgularmış gibi ele alarak manipüle etmesi işe yaramıyor artık.
Çünkü Ukrayna, Gazze'deki soykırım, Kızıldeniz'de yükselen tansiyon, Tayvan sorunu, Afrika'daki darbeler, İsrail'in Lahey'e götürülmesi, İran'daki patlamalar ile İran'ın Irak, Pakistan ve Suriye'de gerçekleştirdiği saldırılar, Türkiye'ye karşı PKK/ YPG terörü üzerinden devreye sokulan yeni hamleler ve hatta Venezuela'nın petrol zengini Guyana ile yeniden alevlenen anlaşmazlığı gibi bölgesel her tür gelişme; ayrı olaylar değil tam tersine son derece girift bağlantılara sahip birbiriyle ilişkili ve küresel mahiyete sahip yeni bir istikamet arayışının aşamalarıdır. Bütün bu kriz ve gelişmeler aslında yeni bir dünya düzeninin doğum sancılarıdır.
***
Çünkü bu krizlerden istediğini elde edemeyen
Batı'nın mevcut güç yapısı hızla çözülüyor. Ukrayna savaşına verilen tepki değişen
küresel güç dinamiğinin somut örneğidir. Ukrayna krizinde Batı'ya dünyanın geri kalanı destek vermedi.
Rusya'ya destek veren Çin,
alternatif bir kredi kartı sistemi geliştirmek ve doların hâkimiyetini kırmak için kayda
değer bütün mali gücünü kullanıyor. Haliyle
her kriz vesayet altına alınmış birçok ülkenin
Batı'nın tahakkümünden kurtulmasına
yönelik bir fırsata dönüşüyor.
İsrail'in Gazze'de bebek, çocuk ve kadınları vahşice katlettiği
sistemli soykırım saldırıları bu eğilimi daha da hızlandırdı. Jeopolitik ve ekonomik değişimler göz önüne alındığında,
Siyonist İsrail'in kendisini büyük ölçüde dostsuz bulması,
ABD'nin giderek daha koşullu desteği ve Avrupa'nın daha gevşek yardımıyla karşılaşması şaşırtıcı değil.
Zira Batı artık küresel zorlukları istediği gibi aşamıyor. Çünkü
ne askeri ne de ekonomik gücü buna elvermiyor. Örneğin
Çin'in mamul ihracattaki küresel pazar payı kabaca ABD,
Almanya ve Japonya'nın toplam pazar payına eşitken
Amerikan üretimi pandemiden bu yana en düşük noktasına geriledi. Elektrikli otomobil üretiminde ve satışında
Tesla'yı geride bırakan Çin elektrikli araç bataryası üzerinde de dünyada tekel konumunda.
***
Batı'nın askeri gücü de zayıflıyor. ABD'nin Afganistan'dan aşağılayıcı bir şekilde
geri çekilmesi hem Çin'i hem de Rusya'yı
cesaretlendirdi.
Avrupa'nın orduları acınası durumda. Avrupa'nın en güçlü ordusuna
sahip
İngiltere'nin yalnızca 150 tankı varken,
Almanya'nın üç günlük savaşa yetecek mühimmatı bile yok. Nitekim ABD, Ukrayna'dan sonra
İsrail'e dahi tedarik sağlamakta zorlanıyor.
Üstelik Batı ve özellikle Amerikan gençliği artık
liberal değerlere inanmıyor.
Cambridge Üniversitesi'nin hazırladığı
Demokrasinin Geleceği adlı rapor, Batı'da demokrasiye verilen desteğin en çok 18-34 yaş grubundakiler arasında düştüğünü ortaya koydu. Bu kültürel ve siyasi çürüme Batı'nın istihbarat servislerini de etkiliyor.
Dolayısıyla son olarak
Foreign Affairs (FA) ve National Interest (NI) gibi
ABD'nin etkili dergilerinde çıkan üç ayrı
analizde
Türkiye ve Çin'in yükselişine yapılan vurgular yeni dünyanın itirafı
niteliğinde. İlk analizde ABD'nin Çin'in
Asya'daki gücünü geçemeyeceğinin altı çizilirken
FA'da Fareed Zakaria imzalı çarpıcı
analizde de
"Dünyanın yeni dinamiklerini değerlendirmek için Çin'i ve Rusya'yı bırakın, Türkiye'ye bakın" tespiti dikkat çekiyor. NI'daki analizde ise
yeni dünyanın kurucu siyasi iradelerinden
Türkiye'nin her alanda ezberleri bozan stratejilerine vurgu yapılıyor.
Amerikan medyası bile
Batı'nın çözülüşünü ve Türkiye gibi güçlerin çağının geldiğini itiraf ediyor artık. Türkiye,
Rusya ve Çin'den ilham alan
yeni küresel direniş atlası, dünyanın her yerinde
kabarıyor. Batı dışındaki bütün dünya merkezinde
Yeni Türkiye'nin de yer aldığı ve en
önemli kurucu aktörlerinden biri olduğu bu
yeni dünyaya doğru ilerliyor.