Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BERCAN TUTAR

‘Bu devran böyle gitmez!’

Gazze'de kundaktaki bebekleri dahi hunharca katleden Siyonist İsrail rejimi asıl gücünü ABD ve diğer soykırımcı Batılı devletlerden alıyor. Haliyle ABD ve Avrupa da en az barbar İsrail kadar bu organize vahşetin sorumlularıdır. Bu bağlamda dünya artık iki kampa ayrılmış halde. Bir yanda soykırımcı Siyonaziler diğer yanda ise Filistinlileşen bir dünya var. Anglosaksonların kurduğu bu sadist dünyanın ırkçı, sömürgeci ve Siyonist mahiyeti Gazze'deki katliamlarla bir kez daha netleşti. Sesini çıkaramayan ülkelere bakılırsa bu soykırımcı sistem hâlâ çok güçlü. Ahlaki ve vicdani bütün değerleri ayaklar altına almasına rağmen hâlâ hükmünü yürütebiliyor.
Dolayısıyla bütün insanlık Gazze'deki soykırım yoluyla aşağılanıyor, şeref ve haysiyetten yoksun birer paçavra muamelesi görüyor. Zira 11 Eylül 2001'den sonra yeni bir savaş doktrini ile hareket eden ABD emperyalizmi Irak, Afganistan, Suriye ve Libya'da da gördüğümüz üzere düzenli ordular yerine halklarla savaşıyor artık.

***

Felluce, Musul, Halep, Rakka ve Trablus'ta şehirleri içinde yaşayan sivillerle birlikte haritadan silen yeni bir soykırım stratejisi izlendi. Pentagon'un bir kentin içindeki herkese yönelik devreye soktuğu etnik temizlik ve soykırıma dayalı yeni yıkım stratejisinin adı ise şehir savaşları.
Bu strateji şimdi ABD'nin Siyonist maşası İsrail tarafından Gazze'de uygulanıyor. Pentagon bu kapsamda İsrail'de görev yapan askerlerinin başına Irak işgalinde Felluce'de görev yapmış Korgeneral James Glynn'i atadı. 'Şehir savaşları' denilen yeni organize soykırım stratejisiyle ayrıca yeni silahlar, kentin altyapı sistemi ve fiziki yapısı üzerinde test edilmiş oluyor.
Böylece en son askeri teknolojiler dünyaya ve müttefiklere 'savaşta test edilmiş silahlar' etiketiyle pazarlanıyor.
Bu kanlı pazarda sadece sadist ve psikopat liderler ve siyasi sınıflar yok. Çok uluslu şirketler, askeri-endüstriyel kompleksler, kartel medyası, akademi dünyası, din âlimleri, Siyonist lobiler ile spordan sanata kadar birçok devşirilmiş kişi ve organizasyon da yer alıyor. Bütün aktörler bu kirli hegemonik çarkın birer dişlisi olarak işlev görüyor.

***

Dünya kamuoyu bu köleci, ırkçı ve soykırımcı küresel sistemin doğasını gayet iyi biliyor. Ancak kendilerine önderlik edecek bir siyasi liderden ve bu hunhar sisteme direnebilecek ekonomik ve askeri donanımlardan yoksunlar. Zaten hiçbir değer, ahlak ve inanç tanımayan bu ırkçı küresel rejimin amansız vahşeti, onu dengeleyecek bir gücün yokluğundan kaynaklanıyor.
Orman kanunlarıyla kontrol edilen bir dünya var karşımızda. En küçük muhalefet hemen yok ediliyor. Ekonomik, siyasi ve askeri her tür egemenliği elinde bulunduran bu girift uluslararası yapı içerisinde Filistin halkının en temel ulusal ve bireysel hak talepleri, ABD ve Siyonist rejim tarafından sistematik bir şekilde terörize ediliyor. Bu bağlamda Gazze'deki soykırımın asıl faili ve suçlusu Siyonist rejimi kuran ve hamiliğini yapan ABD'dir.
Tel Aviv'in Amerika'nın karar verme mekanizmasına hâkim olduğuna inananlar yanılıyor. Aksine ABD, Ortadoğu'da kendi güvenlik, ekonomik ve siyasi çıkarlarını sürdürmek için İsrail'i stratejik bir taşeron olarak kullanıyor. Ancak Gazze'nin ve ona destek veren dünya kamuoyunun direnen iradesi barbarların planlarını bozuyor.
Sancılı da olsa devran değişiyor. Zira zamanın ruhu ve dünyanın gidişatı soykırımcılar için hesap gününün giderek yaklaştığını gösteriyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA