Hegemonik çöküşü derinleşen ABD'nin sahnelediği trajikomik Ukrayna tiyatrosu bize insan hakları ve demokrasi havariliği yapan bir gücün kendi çıkarı için nasıl da dünyayı ateşe vermekten çekinmediğini gösteriyor.
Fakat ABD aynı kalsa da dünya değişiyor. Herkes olan bitenin farkında. Bu nedenle hiçbir ülke bu oyunda rol almak istemiyor. Ne Almanya ve Fransa gibi müttefikleri ne de NATO'nun ikinci güçlü ülkesi konumundaki Türkiye bu krizde ABD'nin yanında durmuyor. Doğu Avrupalı birkaç aktör ile İngiltere dışında kimse ABD ile hareket etmiyor/etmeyecek.
Haliyle ABD'nin eskilerin âlemi misal (mundus imaginalis) dediği hayali dünyası kısa sürede kâbuslar evrenine dönüşmeye başladı.
Nitekim Politico dergisine göre Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenski bile "Rusya Şubat'ta saldıracak" diyen ABD Başkanı Joe Biden'a güvenmiyor. Zelenski, ABD Başkanı'nın Rusya ile anlaşmaya varmak için savaş tehdidini abarttığı kanısında.
İlginç olan Rus lider Vladimir Putin'in de Zelenski ile paralel düşünmesi... Uzun bir aradan sonra krizle ilgili ilk kez konuşan Putin'in "ABD Rusya'yı savaşın içine çekmeye çalışıyor. Bana ABD, Ukrayna'nın güvenliğiyle ilgili pek kaygılıymış gibi gelmiyor. Başlıca hedefi Rusya'nın gelişimini önlemek. Ukrayna bu amaca ulaşmak için bir araç" şeklindeki tespiti her açıdan ABD'nin kirli yüzünü deşifre eden bir niteliğe sahip.
Bu nedenle Putin, Ukrayna krizinde ABD'nin olmadığı veya en azından etkisinin minimalize edildiği yeni bir süreci başlatmaya çalışıyor ve olası bir savaş gibi 'negatif senaryoların' engellenebilmesi adına diyaloğun devam etmesini savunuyor.
***
Zira Rus lider de iyi biliyor ki ABD ve NATO'nun 'savaş propagandası'nı boşa çıkarmanın en etkili yolu Türkiye başta olmak üzere Almanya ve Fransa gibi güçlerin desteğini almaktan geçiyor.