Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BERCAN TUTAR

ABD’nin Çin eksenli Ukrayna fiyaskosu

Dünyanın Ukrayna krizine kitlendiği bir süreçten geçiyoruz. Atlantik'in at gözlükleriyle bakanlar inkâr etse de ABD'nin kirli Ukrayna senaryosundaki asıl hedefinin Rusya'yı Çin'e karşı yanına çekmek olduğunu herkes görüyor. ABD'nin ne Rusya ile yumuşama vaadi ne de savurduğu tehditler şimdiye kadar Moskova-Pekin ittifakını sarsamadı.
Ancak ABD ve Rusya arasındaki olası bir uzlaşı, küresel güç haritalarında köklü değişimlere yol açacaktır. Nitekim ABD Başkanı Barack Obama'nın 2010'da Çin'e karşı devreye soktuğu "Pivot to Aisa/Oyunu Asya'da kurma" stratejisi kapsamında derin transformasyonlara şahit olduk/oluyoruz.
Obama'nın ilişkileri 'reset'leme ve Kremlin'i kazanma stratejisi Vladimir Putin faktörü nedeniyle sonuç vermedi.
Havuç siyaseti başarısız olunca ABD bu kez 2011'de Libya ve Suriye ile 2013'teki Ukrayna krizleri üzerinden Rusya'ya karşı sopa politikasını devreye soktu. Bu hamleler de ABD'nin hezimetiyle sonuçlandı. Rusya'yı sıkıştırma stratejisi ters tepti. Atağa geçen Rusya, Ukrayna'dan sonra Suriye ve Libya'da da etki alanını artırdı.

***


Şimdi de Hazar'dan Baltık'a uzanan coğrafya dışında Doğu Avrupa, Balkanlar, Orta Asya, Doğu Akdeniz, Ortadoğu, Körfez, Kıta Avrupası, Latin Amerika ve son olarak Kuzey Afrika'da Türkiye ve Çin ile eşgüdüm halinde nüfuzu giderek daha fazla yoğunlaşan bir Rusya var karşımızda.
Rusya'nın yükselişi karşısında zorlanan ABD, Afganistan ve Ukrayna'da olduğu gibi müttefiklerini teker teker kurban veriyor. Daha da verecek...
Zira Putin, 15 Aralık 2021'de ABD'den şu taleplerde bulundu... "NATO 1997 sınırlarına çekilsin. Baltık, Doğu Avrupa ve Balkanlar'daki NATO silahları kaldırılsın. Orta Asya'ya müdahaleden vazgeçilsin. Sözlü vaatler yetmez, yazılı güvenceler verin..."
Amerikalılar bu taleplere 'Monroyev Doktrini' diyor. Bir anlamda Rusya, Hazar'dan Baltık'a ve Baltık'tan Karadeniz'e uzanan coğrafyayı ABD ve NATO için yasak bölge ilan ediyor. Rus lider, bir anlamda ölümü gösterip ABD'yi sıtmaya razı etmeye çalışıyor.

***


Şu sıralar Putin'e karşı alttan alan ABD'nin 'grand stratejisi' ise Çin'i frenlemeye dayanıyor. Bu hedefe varmak ise ancak Çin, Rusya ve Türkiye arasındaki ittifakın bozulmasıyla mümkün. Ardında da Rusya ve Türkiye'nin Çin'e karşı ABD'nin safına çekilmesi gerekiyor. Buna Amerikalılar 'Kissinger diplomasisi' diyor.
Bu diplomasi Soğuk Savaş'ın kazanılmasını sağlamıştı. 1972'de Çin açılımıyla Pekin'i Moskova'dan uzaklaştıran ABD, SSCB'yi alt etmişti.
Şimdi ise ABD, Çin'e karşı benzer bir hamleyi Rusya açılımı ile yapmak istiyor. Fakat kirli sicili ile malul ABD'nin "Gel Çin'e karşı birleşip dünyayı tıpkı Soğuk Savaş'taki gibi yine biz ikimiz yönetelim" teklifi artık Rusya için bir anlam ifade etmiyor. Hatta Almanya, Fransa, İtalya ve İspanya gibi müttefikleri bile kaybeden at konumundaki ABD'ye oynamıyor artık.
Nitekim 23 Aralık 2021'de Putin, ABD'nin Çin'i durdurmasının mümkün olmadığını vurgularken bir gün sonra da Pekin'den "Rusya ve Çin arasındaki stratejik ilişkilerde bir limit veya yasak bölge yok" açıklaması geldi.
Dolayısıyla Ukrayna krizinin gidişatı da gösteriyor ki Çin ve Türkiye ile eşgüdüm halinde hareket eden Rusya'nın nüfuzu sadece kendi hinterlandında değil küresel ölçekte de daha fazla artacak. Atlantik yerine oyunu Asya ile kuran Rusya bu saatten sonra vites değiştirmez. Çünkü olası bir vites değişikliği ABD'nin ipiyle kuyuya inmek olur. Bu da Rusya'nın SSCB'den sonraki ikinci jeopolitik kıyametine yol açar.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA