ABD kendini hâlâ Ali kıran baş kesen zannediyor. Don Kişot'u aratmayan bir histeriyle Rusya, Çin, Almanya ve Türkiye gibi ülkelere tepeden inme dayatmalarda bulunuyor. Düşünebiliyor musunuz? Almanya'dan Kuzey Akım-2 projesinden, Türkiye'den ise S-400'lerden vazgeçmesini istiyor.
Venezuela'ya dışarıdan kukla devlet başkanı atıyor. Çin'den haraç talep ediyor. Rusya'ya jeopolitik mobbing uygulamaya kalkıyor.
Ne var ki şirazeden çıkan ABD'nin bu haydutluklarını artık kimse sineye çekmiyor. Zira devran değişti.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Bunun en açık kanıtı Türkiye'nin sınırımıza yakın bölgelere konuşlandırılan ABD'nin güdümlü füzeleri konumundaki terör örgütü PKK/YPG'yi ininde yok ettiği Gara operasyonu. Bu hamleyle Türkiye ABD'nin imajına öldürücü bir darbe daha indirdi. Elinde Türkiye'ye karşı kala kala terörist canilerin medet umduğu kirli manipülasyon yöntemleri kalan Amerikan yönetimi, terörle mücadelede yeni bir dönüm noktasını temsil eden Gara operasyonunu baltalamak için hemen yandaşı muhalif kesimlerle birlikte çirkin algı operasyonlarını devreye soktu.
ABD ilk taziye mesajında rehin alınmış 13 Türk vatandaşını vahşice infaz eden PKK terör örgütünü kınamaya yanaşmadı. 'Eğer bilgi doğruysa' vahşeti kınayacağını açıklama küstahlığında bulundu. Kirli operasyonu gören Türkiye yerinde hamlelerle ABD'nin oyununu bozdu.
Çark eden ABD terör örgütünü kınamak zorunda kaldı. Dolayısıyla ABD'nin Türk devletini töhmet altına sokma ve yandaşı muhalefeti örgütleyerek bu tarihi operasyonu bir siyasi krize çevirme şeytanlığı boşa çıkarıldı. ABD geri adım attı fakat Türkiye'deki yandaşları hâlâ algı operasyonlarına devam ediyor.
***
İçimizdeki Amerikan piyonlarının şunu unutmaması gerekiyor. Daha önce de söylemiştik. Yine tekrar edelim... Parmenides Yanılgısı içindeki ABD, Türkiye'ye karşı 2011'den bu yana devreye soktuğu bütün kirli stratejilerinde çuvalladı. Türkiye, son olarak ABD'nin Gara'daki çirkin oyununu da bozdu. Zira geçen zamanı, ülkemizin sosyo-kültürel ve tarihi asabiyesini hesap edemeyen ABD ve piyonları hep kaybetmeye mahkûm. Hiçbir proje ve provokasyonları dikiş tutmayacak.
ABD ve yandaşlarının içine yuvarlandığı çaresizlik ve nefret girdabı o kadar derin ki, bu travma onları elindeki rehineleri vahşice katleden canilerle açık bir şekilde terör ittifakı kurmaya bile götürebiliyor. Gara'daki Amerikan garabetinden de anlaşılacağı üzere Washington'daki yeni yönetim Türkiye'ye karşı açtığı savaşta yeni bir aşamaya geçiyor. Yeni Türkiye'yi Atlantik zincirinin bir halkası yapamamanın öfkesiyle çıldıran Amerikalılar, amaçlarına ulaşmak için terör dâhil her yolu mübah görüyor.
İşte tam da burada ABD ve onun Mesihçi köleleriyle bir uzlaşıya varmanın çok zor olduğunu artık görmek lazım. Tek yol Latinlerin 'quid pro quo' deyişindeki gibi bundan sonra 'her şeyin karşılıklı olması'dır. Yani kısasa kısas, göze göz, dişe diş dönemindeyiz. Ayeti Kerime'de de buyurulduğu gibi... "Hürmetler (dokunulmazlıklar ve yasaklar) karşılıklıdır... Kim size saldırırsa siz de tıpkı onun saldırdığı gibi ona saldırın." (Bakara/194) Hastalıklı ruhlar ancak bundan anlar. Gerisi laf ü güzaftır...