Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BERCAN TUTAR

Fahrizade öldürüldü mü kurban mı verildi?

Ortadoğu yine karanlık bir suikastla sarsıldı. Tahran'ın sayfiye merkezi Abserd'de İran'ın müstakbel nükleer bombasının babası diye nitelenen bilim adamı Muhsin Fahrizade (62), aracında uğradığı terör saldırısı sonucu hayatını kaybetti. 3 Ocak'ta da Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani (63), Bağdat'ta ABD tarafından öldürülmüştü. Bir bakıma Fahrizade de 'nükleer programın Kasım Süleymani'siydi.
Saldırının zamanlaması, yeri, tarzı ve amacı akıllara birçok soruyu getiriyor... İran Savunma Bakanlığı'nın araştırma biriminin başındaki Fahrizade, 2003'ten beri Mossad ve CIA'nın hedefindeydi. 2015'te NYT gazetesi, İranlı fizik profesörünü İkinci Dünya Savaşı sırasında ilk atom bombasını geliştiren Manhattan Projesi'nin başındaki J. Robert Oppenheimer'a benzetmişti.
Hatta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Mayıs 2018'deki sunumunda Fahrizade'yi 'ismini hatırlayın' diyerek hedef bile göstermişti. Ayrıca saldırının ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Netanyahu, Mossad Şefi Yossi Kohen ve Veliaht Prens Selman'ın Suudi Arabistan'ın Neom kentinde 23 Kasım'da yaptıkları gizli görüşmeden dört gün sonra gerçekleşmesi de dikkat çekici.
Kanlı saldırıyı daha üstlenen olmadı. Fakat İsrail medyası Netanyahu'nun suikasttan sonra yaptığı "Gergin günler bizi bekliyor" açıklamasına geniş yer verdi. Yedioth Ahronot İsrail'in rolüne işaret ederken Maariv gazetesi de Netanyahu'nun, "Bu hafta yaptıklarımın tamamını sizlerle paylaşamam" sözleriyle suikastı üstlendiğini yazdı.
Zaten Tahran da Netanyahu ile suikasta açıkça destek veren ABD Başkanı Donald Trump'ı hedef gösterdi. Muhafazakâr gazetelerin 'Vurmazsak Vururlar' ve 'İntikam' gibi manşetlerine rağmen soğukkanlılığını koruyan Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, "Trump kaos hedefliyor. Birkaç hafta sonra baskı dönemlerinin sona ereceğini hissediyorlar. Halkımız, siyonist rejimin tuzağına düşmeyecek kadar bilgedir" dedi.
'Gerginlik tuzağı' manşetiyle çıkan Ruhani'ye yakın reformist Arman-ı Milli gazetesi de herkese 'stratejik sabır' tavsiyesinde bulunarak "İran'ın iki ay sonra yeniden bölgenin en önemli siyasi ekseni olmaya başlayacağı" yorumuyla öne çıktı.
Devrim Muhafızları dışındaki yetkililerin 'infialden uzak açıklamaları' Tahran'ın yeni ABD Başkanı Joe Biden ile yumuşama dönemini sabote etmekten sakındığını gösteriyor. İsrail ve Suudilerin baskılarına rağmen Biden da İran ile yeni bir döneme başlamakta kararlı. Çünkü İran krizini çözme stratejisi ABD'nin 'küresel liderlik için son kurşunu. Dört yıldır dişini sıkan Tahran için de Biden son şans. Bu nedenle Tahran'ın Trump sonrası ABD'ye dair beklentilerini, Süleymani suikastı bile gölgeleyemedi.
Çünkü Dini Lider Hamaney'in Irak'taki milislere, "Trump gidene kadar ABD'ye karşı eylemleri durdurun" talimatı verdiği bile iddia edildi. Bu hamleler, Süleymani ve Fahrizade'nin öldürülmekten ziyade ABD ile ilişkilerin selameti için kurban verildiklerine dair yorumları akla getiriyor. Unutmayalım ki ne kadar uçuk da olsa hatırı sayılır bir kesim bu inanışta...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA