2018 yılında Başbakan Serj Sarkisyan ve hükümetini istifaya zorlayan protestoların yani örtülü renkli devrimin lideri olan eski gazeteci Nikol Paşinyan, 8 Mayıs'ta başbakanlık koltuğuna oturdu.
Kremlin'in başından beri şüpheyle baktığı Paşinyan, göreve başladıktan sonra küreselcilerle daha fazla içli dışlı olunca Moskova'daki kanı ziyadesiyle pekiştirdi.
Kısa sürede boyunun ölçüsünü alan 45 yaşındaki Paşinyan'ın en büyük açmazı, tıpkı küreselcilerin 2017'de Fransa'da iş başına getirdiği Emanuel Macron gibi bir jeopolitika cahili oluşudur.
Macron ve Paşinyan gibi içi boş bir özgüvene sahip yeni yetme liderlerin en büyük sorunu hâlâ Soğuk Savaş döneminin at gözlükleriyle dünyaya bakmalarıdır.
Bu yüzden bölgesel ve küresel yeni güç haritalarıyla jeo-politik geleceği okumada ideolojik körlükle maluller.
Emperyal aklın direktifleriyle hareket eden Ukraynalı ve Gürcistanlı liderler de jeopolitik hesap hatalarıyla ülkelerini felakete sürüklemişti.
Bu bağlamda Rusya, Türkiye ve Çin gibi aktörlerin küresel ve bölgesel projelerini Kafkasya'da sekteye uğratma misyonuna soyunan Paşinyan, öyle anlaşılıyor ki raf ömrünü doldurmuşa benziyor.
Azerbaycan'ın misillemesiyle 30 yıldır işgal altında tuttuğu Dağlık Karabağ'da tarihi bir bozgun yaşayan Ermeni lider, önceki gün aceleyle Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'den yardım istemek zorunda kaldı.
Rus medyası tarafından "Erivan'ın ısrarlı talepleri sonucu gerçekleştiği" belirtilen telefon konuşmasında Paşinyan, Putin'den umduğu desteği bulamadı.
Ermeni haber portalı 'mediamax. am'e göre Paşinyan ile Putin arasındaki görüşmede Azerbaycan'a karşı Rusya'nın müdahale seçeneği bile gündeme gelmedi.
Zaten Paşinyan'ın kendi ağzından konuşmaya dair umutsuzluk dolu detaylar da Moskova'nın Ermenistan'a esaslı bir ders verdiği ve daha da vereceği anlaşılıyor.
Telefon görüşmesinden sonra Ermeni basınına konuşan Paşinyan'ın, "Rusya ile yeni ilişkiler kurmak istiyoruz.
İlişkilerimizde bir şey değişmedi.
Farklar yok. Amacımız yeni bir düzey ve yeni bir kalite yakalamak" diyerek kuyruğu dik tutmaya çalışması dikkat çekti.
Büyük bir hezimet yaşayan Ermeni lider Rusya dışında ABD ve Avrupa'dan da beklediği yardımı göremedi.

***

Nikol Paşinyan şimdi babası Ermeni olan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'u dinlemediğine bin pişman.
Zira Lavrov, Ermeni ordusunun Azerbaycan köylerindeki sivillere saldırısıyla başlayan 27 Eylül'deki son çatışmalardan dört gün önce (23 Eylül'de) Azerbaycan Milli Meclis Başkanı Sahiba Gafarova başkanlığındaki heyetle görüşmesinde Erivan'ı "Ermenistan'ın Dağlık Karabağ'da işgal ettiği 5 bölgenin Azerbaycan'a geri verilmesinden yanayız" diyerek uyarmıştı.
Moskova daha önce de Fransa ve ABD'deki küreselci aklın talimatlarıyla hareket eden Paşinyan'ın Karabağ sorununun çözümüne engel olduğunu sık sık dile getirmişti.
Türkiye ise 1991'den beri devam eden işgalin bitmesini istiyor. Ve öyle görünüyor ki Kremlin ve Beştepe'nin pozisyonu çatışmaların seyrini de sonucunu da belirleyecek.
Türkiye ve Rusya'nın ağırlığı söz konusu olunca, küresel ve bölgesel satrançta Nikol Paşinyan'ın bir piyon kadar bile önem arz etmediği ortaya çıktı.
Yeni bir dünyanın doğum sancılarına şahitlik ettiğimiz bu yeni süreçte unutmayalım ki Türkiye'nin jeo-politik değeri tarihte hiç olmadığı kadar yükselmiş durumda.
Türkiye'yi yanına alan kazanacak, karşısına alan ise kaybedecek. Bunda hem askeri ve siyasi kararlılığımız hem de küresel sürecin içinden geçtiği hassas dönem oldukça belirleyici konumda. Bu anlamda asıl sorun Paşinyan, Yunan lider Kiriakos Miçotakis veya Fransız lider Macron gibi isimleri fazlasıyla aşan çok daha derin boyutlara sahip. Önce bu gerçeği görmek lazım...