Yeni Türkiye adeta bir devrimler ülkesine dönüştü. 2002'de Anadolu'daki Sessiz Devrim ile iktidara gelen AK Parti, 18 yıl boyunca ezberleri bozan sayısız reforma ve başarıya imza attı.
Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan önderliğindeki 15 Temmuz destanından sonra devrim üstüne devrim sürecine girdik. Tarih hızlandı. Dört yıl içinde Suriye, Libya, Doğu Akdeniz ve Ayasofya devrimlerine şahitlik ettik.
Şimdi de milletçe ülkemizin enerjideki makûs talihini tuzla buz eden Karadeniz Devrimi'nin sevincini yaşıyoruz. Doğu Akdeniz'den beklerken müjdeli haber Karadeniz'den geldi. Bir anlamda Türkiye sağ gösterip sol vurdu.
Karadeniz'in Sakarya gaz sahasındaki Tuna- 1 kuyusunda keşfedilen 320 milyar metreküplük rezerv, sadece buzdağının görünen kısmı.
Uzmanların da dediği gibi 'bir kez gaz bulundu mu devamı gelir.' Zira devasa sondaj sahasının küçük bir bölümünde keşfedilen ve ülkemizin ihtiyacının yedi katı büyüklüğündeki bu büyük rezerv diğer yeni devasa rezervlerin de habercisidir.
***
Bu tarihi başarının en büyük mimarlarından biri kuşkusuz Sayın Erdoğan'ın verdiği görevi layıkıyla yerine getiren
Berat Albayrak'tır. 2015-2018 yılları arasında
Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı yapan Sayın Albayrak, bugün göğsümüzü kabartan
enerji filomuzun kurucusudur.
Kanuni, Fatih ile Yavuz'dan oluşan 3 sondaj ve
Oruç Reis ile Barbaros Hayreddin'den oluşan 2 sismik araştırma gemisiyle Türkiye bugün dünyanın sayılı enerji aktörlerinden biri konumunda.
Şu an Hazine ve Maliye Bakanlığı koltuğunda
finans lobilerine karşı amansız bir savaş veren Berat Bey'in başarısının sırrı ise güvenlik, enerji ve ekonomiyi aynı kalemler olarak görmesinde yatıyor.
Çünkü bu alanları farklı kalemler olarak ele alanların dünya tasavvuru
kör adamın fili tarifine benzer. Hortum yılana, kulak yaprağa, bacaklar da ağaca benzer. Yani
koca bir fil, iki yapraklı ağaçtaki yılana dönüşüverir.
Bu durumun sosyo-kültürel, ekonomik ve siyasi alandaki versiyonuna
'ideolojik körlük' deniliyor.
Nitekim ideolojik körlük içindeki bazı kesimler
yeni bir çağın kapısını aralayan diğer devrimler gibi Karadeniz Devrimi'nin de tarihi önemini anlamaktan hâlâ çok uzaklar.
***
Bir de gözleri gördüğü halde
'âmâ taklidi yapıp' her şeyi iki yapraklı ağaçtaki yılana
benzeten
bilinçli hainler var.
'Bilinçli körlük' içindeki bu gönüllü kölelerin travması
çok derindir. Zaten bu gönüllü kölelik psikolojisi
olmasa
ABD'nin besleme medyası ile sömürge zihniyetli muhalefeti öyle açık
açık "
Libya'da ve Doğu Akdeniz'de ne işimiz var!" diyebilir miydi?
Utanmasalar Karadeniz'de bile 'ne işimiz var' diyecekler. Aslında
kinayeli konuşup bu tarihi rezervi değersizleştirmeye çalışarak 'hainliklerini' yine de açığa vurmaktan çekinmediler.
Fakat ne içimizdeki köle ruhluların ne de onların tasmasını tutan dışarıdaki efendilerinin bu saatten sonra Türkiye'yi durdurmaları çok zor.
Üstelik Yeni Türkiye her şeyin farkında. Ülkemiz
enerji havzalarının tam şahdamarında yer alıyor. Eskiden olan biteni sadece seyreder ve
emperyal güçlerin yükünü taşıyan bir köprü işlevi görürdük.
Ancak Atlantik blokunun siyasi, askeri, teknolojik ve ekonomik güç tekelini/vesayetini kıran Yeni Türkiye, artık küresel jeo-enerji hamlelerinin
'stratejik aktörü' olarak öne çıkıyor.
Bu bağlamda Karadeniz Devrimi daha şimdiden tarihe küresel dengeleri değiştiren
Yeni Türkiye'nin en somut resmi olarak geçecektir.