Kolay değil. Yeni Türkiye, darbeci ABD ve yandaşlarına kök söktürüyor. 'Bidon kafalı' ve 'göbeğini kaşıyan adamlar' diye aşağılanan yerli ve milli Anadolu halkı, 19 yıldır tasması ABD'nin elindeki 'Biden kafalıları' içeride ve dışarıda adeta kum torbasına çevirdi.
Gezi'den beri akla hayale gelen/gelmeyen her türlü yolu deneyen Haçlı zihniyeti yine de Sayın Erdoğan'ı ve onun arkasındaki milli iradeyi deviremedi. Reis çetin ceviz çıktı. Bu kez baltayı taşa vurdular.
Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğindeki Türkiye'nin iç ve dış odaklara karşı gösterdiği bu direnç, Ortadoğu ve Doğu Akdeniz'deki jeo-politik oyunun kurallarını değiştirdi.
3 Kasım'daki seçimlerde Demokrat Parti'nin başkan adayı olan ABD'nin eski başkan yardımcısı Joe Biden, Türkiye karşısındaki bu acı hezimeti iliklerine kadar hissedenlerden biri.
Zira 15 Temmuz'u organize eden 'dış mihrak' Barack Obama ve Biden'dan oluşan ikiliydi. O yenilginin verdiği şokla NYT gazetesine konuşan Biden bu kez Türkiye'deki bütün muhalefeti tek çatı altında toplayarak Erdoğan'ı seçim darbesiyle saf dışı etme çağrısında bulunuyor.
Biden'ın Aralık 2019'da yaptığı ve Şubat 2020'de yayımlanan küstah konuşması, emperyal merkezin 'Erdoğansız Türkiye projesi'nden vazgeçmediğinin de ispatıdır aynı zamanda.
Oysa 15 Temmuz'un mimarlarından olan Biden hesap vermesi gerekirken bir de utanmadan yeniden darbe planlamaya kalkıyor.

***

Unutmayalım ki Mısır'ın ilk seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin 2019'da şehadetiyle sonuçlanan 3 Temmuz 2013 darbesini de Obama ve Biden ikilisi düzenlemişti. Aynı menüyü Erdoğan'a da uygulayacaklardı.
Bu ikili, Abdülfettah Sisi cuntasını 'Askeri değil bu bir halk darbesidir' diye alkışlamıştı. Zaten 15 Temmuz'daki darbe girişimini de 'Turkish Uprising/Türk intifadası' diye desteklemişlerdi.
Sayın Erdoğan ve ailesini öldürmeye kalkanları savunmuş ve darbe gecesi Biden'a rapor veren CIA, 'her şeyin yolunda gittiğini' söylemişti.
Obama ve Biden'ın örgütlediği Amerikan medyası ve siyasi analizcileri de 15 Temmuz gecesi, "Otoriterleşen Erdoğan'a halkın isyanı', 'laik anayasanın koruyucusu asker harekete geçti' ve 'Erdoğan ülkeyi yönetilemez hale getirdi' şeklindeki mavalları okumuştu.
Darbe başarısız olunca da hemen 'bu bir tiyatro', 'böyle darbe mi olur', 'Nazilerin oyununa benziyor' diyerek Erdoğan liderliğindeki Türk halkının gösterdiği destansı direnişi karalamaya başladılar.

***

Boşuna 'yenilen pehlivan güreşe doymaz' dememişler. Biden ve yandaşları yine arayıştalar. Bu kez köşeye fena halde sıkışmanın histerisiyle konuşuyorlar.
Şu an çok mutsuzlar. Çünkü Yeni Türkiye'ye liderlik eden Erdoğan bugün yedi düvele karşı Çanakkale, Kut'ül Ammare ve 15 Temmuz ruhuyla direniyor.
Dün olduğu gibi bugün de Bidenların organize ettiği iç mihraklar 'Ehl-i Salib'in yani Haçlı zihniyetinin yanında saf tutuyor.
Selahaddin ve Fatih'in torunları ise yine omuz omuza. Selçuklu ve Osmanlı torunlarının tekrar Mogadişu, Erbil, Halep, Saraybosna, Bakü, Şam, Trablus ve Bağdat'ta boy göstermesi emperyalistlerin kimyalarını bozuyor.
Özellikle de Türkiye'nin Libya ve Suriye atakları ile üç kıtayı birleştiren Akdeniz üzerinden Asya, Avrupa ve Afrika'ya nüfuz etme imkânına yeniden kavuşması darbecileri adeta çileden çıkarıyor.
15 Temmuz'daki kuyruk acısını unutamayan bu sömürgeci üst akıl, farklı bir formatla yeniden cepheye sürdüğü köle ruhlu iç mihraklarla ne yapsa da bir daha bu ülkeyi rehin alamayacaktır.
Er veya geç onlar da anlayacak. ABD ve ülkemizdeki çocukları ebediyen kaybettiler. 15 Temmuz son kurşunlarıydı. Taarruz sırası artık bizde...