Takdis edilip putlaştırılan her şeyin akıbeti eninde sonunda devrilmektir. Floyd isyanının tetiklemesiyle birlikte sadece ABD'de değil Avrupa ve Afrika'da da siyasetçisinden generaline, kâşifinden bilim ve sanat adamına kadar sömürgeci Batı'nın temellerini atan şahsiyetlerin heykelleri birer birer yakılıp yıkılıyor.
Yıkılmaları da gerekiyor... Zira ırkçı Batı'nın sapkın tarihini sembolize eden bu şizofrenik kültürün iyileşme imkânı kalmadı. ABD'den İngiltere, Yeni Zelanda, Hollanda, Belçika ve Senegal'e kadar dünyanın dört bir yanında kirli geçmişi yücelten anıtlar peş peşe yok ediliyor.
Amerikalı yerlileri köleleştiren ve Teino halkını acımasızca katlederek soyunu tüketen Kristof Kolomb (1451-1506) başta olmak üzere birçok köleci kral, kâşif, general ve siyasetçinin heykeli kaidesinden indirilip parçalanıyor ya da başları koparılıyor.
İngiltere'de anketlerde hep 'en büyük İngiliz' seçilen ırkçı Winston Churchill'in (1874-1965) heykeli tahrip edilirken Belçika'da kasap Kral II. Leopold'un (1835-1909) anıtının üzerine 'katil' yazıldı.
Öyle ki soykırımcı generallerin adını taşıyan bazı askeri üs, sokak ve kurum isimlerinin değiştirilmesini de istiyor protestocular.
Sadece gözümüze sokulan değil ustaca kurgulanmış geçmişe yönelik öfke de had safhada.
Sınır tanımayan protestocular, Churchill'inin yanı sıra emperyalistlerin sinsi bir projeyle 'ulusal kahraman' haline getirdiğini iddia ettikleri Mahatma Gandi (1869-1948) ve Nelson Mandela'nın (1918-2013) temsillerine bile tahammül edemiyor artık. İngiliz hükümeti Churchill ile birlikte Hindistan ve Güney Afrika'nın bu iki liderinin heykellerini de korumaya aldı.
***
Vaziyeti idare giderek zorlaşıyor. Bütün maskeleri ve kutsalları birer birer düşürülen Batılı yöneticiler ne yapacağını şaşırmış halde.