Küresel siyasetin en önemli gündem maddesi haline gelen İdlib'de asıl mücadelenin Ortadoğu ve Doğu Akdeniz denkleminde ağırlığı giderek artan Türkiye'yi sınırlamak olduğunu unutmayalım.
Bu nedenle İdlib krizi Rusya için her açıdan bir turnusol kâğıdı işlevi görüyor.
Kremlin'in tavrı daha şimdiden Türkiye ile inşa ettiği bölgesel ve küresel ortak vizyonu uzun vadede etkileyecek en kritik faktöre dönüşmüş durumda.
Dolayısıyla dünyanın dikkat kesildiği İdlib'de Rusya ve Türkiye arasındaki gerilimin bir yol ayrımına neden olup olmayacağı merak ediliyor.
Hatta kimi Atlantikçiler'e göre olası bir operasyon bölgesel bir savaşı bile tetikleyebilir.
Gerekçeleri ise Türkiye'nin operasyon çıkışına Kremlin'den gelen "Bu Suriye'de en kötü senaryo olur" yanıtı.
Bu senaryoya göre Suriye'de Türkiye'den uzaklaşan Rusya giderek İsrail, Suudi Arabistan ve BAE ile ortak hareket etmeye başlayacak ve kuzeydeki kazanımlarımızı yok etmeye çalışacak.
Görüldüğü üzere ülkemizin yeminli düşmanları Türkiye'yi by-pass ederek Suriye'nin geleceğini Tel Aviv, Riyad ve Dubai ile birlikte şekillendirmeyi planlıyor.
***
Oysa sahadaki ve masadaki gerçekler bunun tam aksini söylüyor. TSK, İdlib'de ilerlerken rejimin kuşattığı yedi gözlem noktasından dördüne ait bölgede kontrolü yeniden sağladı.***
Her şeyden önce Türkiye'nin İdlib'e yönelik izlediği strateji makro planda Rusya'nın da faydasına. Zaten bölgesel ve küresel siyasette yakaladığı ivmeyi kaybetmek istemeyen Rusya, Suriye'yi de aşan bir mantıkla ve Türkiye'nin ağırlığını hesap ederek hareket etmek zorunda.