Saudi Aramco'ya yönelik saldırı ABD'nin Suudi Arabistan merkezli yeni Ortadoğu politikasının zayıflığını bir kez daha gözler önüne serdi. İlk olarak dünya, ABD ve Avrupalıların Suudilere 1970'lerden bu yana sattığı trilyon dolarlık savunma sistemlerinin on bin dolarlık SİHA'lar karşısında işlevsiz kaldığını gördü.
Arabistan'da tam 6 tane Patriot savunma sistemi var. Bunlara geçen yıl Ürdün, Kuveyt ve Bahreyn'den alınıp Suudi Arabistan'a nakledilen 3 Patriot sistemini de ekleyince sayı 9'a çıkıyor. Bir o kadar da Alman, Fransız ve İngiliz menşeli donanım mevcut. Örneğin dünyanın en büyük rafinerisi konumundaki Bekik'i koruyan Amerikan Patriot ve Alman Skyguard sistemi, SİHA'ları sadece seyretmekle kaldı, radar sistemleri harekete bile geçemedi.
Çünkü savaş uçaklarına göre ayarlanan sistem, gelen füze ve SİHA'ları tespit ettikten 30 veya 50 dakika sonra harekete geçebiliyor.
Ayrıca on bin dolarlık SİHA'lara karşı fırlatılacak her Patriot füzesinin 3 milyon dolar olduğunu da unutmayalım.
Geldiğimiz aşamada yüz bin dolarlık on drone ile yapılan saldırı sonucu Suudilere milyar dolarlık zarar verildi. En önemlisi de Pentagon efsanesi çökertildi.
***
Bu realite, daha şimdiden birçok taşın yerinden oynamasına yol açacak. Nitekim ilk itiraflar gelmeye başladı bile. Şimdiye kadar sessiz kalan askeri uzmanlar birer birer konuşmaya başladı.
Batı'da
'Patriotlar S-300'lerin bile çok gerisinde' şeklinde hiç alışık olmadığımız bir
itiraf furyası yaşanıyor.
Özellikle
Rusya'nın Suriye'deki
Tartus ve Hmeymim üslerine 6 Ocak 2018'de 13 silahlı drone ile yapılan saldırılara gönderme yapılıyor. Rus üssüne saldırı, Patriotların muadili olan
Tor- M2 hava savunma sistemi ile önceden tespit edilerek püskürtülmüş ve bütün SİHA'lar havada iken imha edilmişti. Aramco saldırısı ile bütün foyaları ortaya çıkan Amerikalı analistler şimdi
Pentagon'un imajını kurtarmak için bahaneler üretme yarışı içinde.
En etkin mazeretleri de
ABD'nin saldırı odaklı sistemler geliştirdiği ve terörle savaşa odaklandığı için savunma sistemlerinde
Çin ile Rusya'nın gerisine düştüğü şeklindeki tespitler. Son olarak ABD'nin
Rus süpersonik füzelerini imha edecek bir savunmadan yoksun olduğuna dair hayıflanmaları duyduk.
***
Tam da bu aşamada Rusya ve
Çin'in 1979 devriminden sonra ilk kez
İran ile
üçlü askeri deniz tatbikatı düzenleme kararı geldi.
Bu gövde gösterisi, bir anlamda ABD'nin İran ve Çin'e karşı oluşturmaya çalıştığı deniz gücüne bir yanıt mahiyetinde.
Müttefiklerini koruyamadığı ortaya çıkan ABD'nin
3 Kasım 2020 seçimlerinden önce İran'a askeri bir saldırı gerçekleştirme ihtimali çok zayıf görünüyor.
Zira Aramco saldırısı,
Rus ve Çin silahlarıyla teçhizatlı İran'ın asimetrik kabiliyetini de sergilemesine fırsat verdi.
Zaten
Amerikalıların yüzde 80'i Suudiler için İran ile bir savaşa karşı. Üstelik ABD Başkanı
Trump, 'savaş istemiyorum' diyerek
elini açık etmişti.
Ayrıca
John Bolton ve Benyamin Netanyahu ile simgelenen
savaş yanlısı 'B takımı' da tasfiye edildi. Artık Beyaz
Saray'da etkin değiller. İşte bu
yüzden önümüzdeki süreçte olan
Suudilere olacak. Zira
Müslüman Kardeşler'e yakın Islah Partisi iktidara gelmesin diye ABD'nin
desteğiyle çıkarılan Yemen savaşı,
geldiğimiz aşamada
Riyad'ın beka sorununa dönüşmüş
durumda. Ve eğer böyle giderse
Veliaht Prens Muhammed bin Selman, büyük ihtimalle Suudi
Arabistan'ın
son kralı olacak.