Kurban Bayramı mesajında Fırat'ın doğusuna yönelik operasyonun adeta resmi talimatını veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyaya ve ülkemize Euro-Atlantik penceresinden bakan Batı'nın gönüllü köleleri konumundaki müstağrip kesimlerde yine soğuk duş etkisine yol açtı.
Sayın Erdoğan'ın mesajında kararlı bir şekilde "Ağustos ayı, bizim tarihimizde zaferler ayı olarak geçer. İnşallah bu ağustosta da tarihimizin zaferler halkasına bir yenisini ekleyeceğiz" demesi dikkat çekti.
Kuşkusuz Türkiye'nin bu hamlesi en çok da Amerikan bendelerindeki şizofreniyi derinleştirecek. Çünkü havsalaları ABD'nin Türkiye'yi durduramamasını bir türlü almıyor.
Oysa Donald Trump'ın operasyona yeşil ışık yakması, kişisel bir keyfiyetten ziyade ABD'nin Türkiye karşısındaki reel-politik çaresizliğinin ifadesidir.
Bu nedenle ABD'nin özellikle Suriye'deki mukayeseli gücü rakipsiz konumdaki Türkiye'ye karşı durması pek akıl kârı değil. Alttan almasının nedeni bu.
***
Ne var ki bu durum, Trump'ın kaptanlık ettiği
Amerikan Trans-Atlantik'inin bir rotasının olmadığı anlamına gelmez. Daha net bir ifadeyle söylersek, "Trump liderliğindeki ABD'nin bir stratejisi yok" diyenler fena halde yanılıyor.
Zira
Trump'ın kaba realizm siyaseti, ABD'nin küresel stratejisinde bireysel bir yol kazasından ziyade
tarihsel yeni süreci simgeliyor.
Özellikle
Türkiye, Rusya ve Çin'in ulusal çıkarlarından geri adım atmaması,
Moskova'nın
40N6 ve S-400'ler gibi ileri
füze sistemlerini
Çin ve Türkiye'ye transferi,
Pekin'in
dolarizasyonu by-pass eden
ekonomik bloklara öncülüğü,
5G teknolojisi,
yapay zekâ ve gelişen siber silahlar,
ABD tekelindeki eski küresel dengeyi alt üst etti.
İşte bu yüzden Trump liderliğindeki ABD'nin
Somali'den Suriye'ye 1990'lardan beri devam eden askeri müdahale, işgal ve kaos politikasında retorik dışında değişen bir şey yok. Olması da akla aykırıdır.
***
Aralık 2018'de
Suriye'den çekildiği söylenen ABD birlikleri altı ay sonra İran bahanesiyle Körfez'in diğer bölgelerine sevk edildi. Hatta daha yoğun sevkiyat başladı. Bölgeye yeni uçak gemileri bile gönderildi.
Suriye'de 'güvenli bölge' uzlaşısına rağmen
YPG'ye ağır silah sevkiyatı sürüyor. Türkiye'yi
Doğu Akdeniz'den
kuşatma planı çerçevesinde Yunanistan, Güney
Kıbrıs Rum Kesimi ve İsrail ile yeni askeri
ve ekonomik anlaşmalar imzalanıyor.
Almanya'daki ABD askerlerinin Polonya'ya konuşlandırılmasının startı verilirken
Baltık ve Doğu Avrupa'da Rusya'ya,
Pasifik ve Asya'da ise Çin'e karşı yeni kuşatma stratejileri devrede.
ABD, Suriye başta olmak üzere hiç bir yerden çekilmiyor. Ortadoğu'da 14 ülkedeki askeri üslerini daha da güçlendiriyor. Irak ve Suriye'den çekilen askerler
Ürdün, Kuveyt, Bahreyn, Katar ve Suudi Arabistan'a kaydırıldı.
Ocak 2019'da
Katar ile Central Command'ın merkezi El-Udeyd Hava Üssü'nün genişletilmesi anlaşması imzalandı. Ürdün, Kuveyt ve Bahreyn'den geçen yıl çekilen Patriot sistemleri 500 askerle birlikte Suudi Arabistan'a nakledildi.
Hürmüz'de bir deniz gücü oluşturma projesi devam ediyor. Geri çekilme söylemine rağmen ABD'nin Ortadoğu'daki varlığını artıran Trump'ın izlediği strateji,
kaba ve militer realizm diye niteleniyor.
Türkiye, Çin ve Rusya'ya hem meydan okuyup hem de onlarla birlikte yaşamaya endeksli bu
'yıkımsız rekabet' stratejisinin temel hedefi ise
'güçlenene kadar zamana oynamak...'