Suriye'de ezberleri bozan Türkiye, DEAŞ ile PKK/YPG'ye yönelik başlattığı Fırat Kalkanı, Cerablus, El Bab ve Afrin harekâtlarıyla deyim yerindeyse dünya siyasetinin gidişatını değiştirdi.
DEAŞ yok edilince uluslararası koalisyon ile ifade edilen küresel ikiyüzlülük de deşifre oldu.
Dolayısıyla global aktörlerin derinden sürdürdüğü jeo-politik rekabet bütün çıplaklığıyla gün yüzüne çıktı. Bu anlamda teröre karşı küresel savaş artık yerini büyük güçler arası amansız bir savaşa terk ediyor.
Özellikle Suriye'de Rusya, ABD, İran, Türkiye ve İsrail arasındaki mücadele giderek kızışıyor.
***
Bu yeni süreçte bir yanda
ABD ve
İsrail diğer yanda ise
Rusya-Türkiye ikilisi ile
İran ve
Şam rejimi yer alıyor.
6 Ocak'ta Rusya'nın Hmeymim ve Tartus'taki askeri üslerine yönelik 13 insansız
hava aracıyla (
İHA) yapılan saldırı bir
bakıma yeni dönemin işaret fişeğiydi.
Rus yetkilileri, bu saldırının bir
Amerikan provokasyonu olduğunun altını çizdi. Bu hamleden sonra
Rusya ve ABD karşılıklı olarak kılıçları çekti.
***
Ardından
20 Ocak'ta Türkiye'nin dengeleri sarsan Afrin Harekâtı başladı.
3 Şubat'da ise İdlib'de Türkiye'nin gözetimindeki bölgede
Rus jeti SU-25 düşürüldü ve aynı gün Afrin çevresinde bir
tankımıza düzenlenen saldırıda 8 şehit verdik.
Rusya Senatosu Savunma ve Güvenlik Komitesi Başkan Yardımcısı
Franz Klintsevich,
MANPADS ile vurulan Rus jeti için "Bu füzeyi ABD üçüncü ülkeler üzerinden teröristlere verdi. Düşürülen jet, Moskova ve Ankara'nın arasını bozmayı hedefliyor. Bu karmaşık görünen saldırıda
Amerikan istihbaratının rolü çok açık" diyerek
Türk-Rus ittifakına yönelik ABD saldırılarının devam edeceğinin altını çizdi.
***
Türk tankının vurulmasından üç gün sonra
7 Şubat'ta ABD'li generaller
Menbiç'te YPG'li teröristlerle dayanışma pozları verip
Türkiye'ye meydan okudu.
Bir gün sonra 8 Şubat'ta ise ABD askerleri
Deyr ez Zor'da terör örgütü PKK/YPG'ye karşı harekete geçen rejim yanlılarına saldırdı.
PKK'ya kalkan olan Amerikan güçleri, 100 İran milisini öldürdüklerini iddia etti. Dün ise yedi yıllık Suriye iç savaşında adeta
'savaş içinde savaş' yaşandı.
İsrail, İran ve Şam rejimi birbirine girdi. İsrail helikopterleri ilk olarak işgal altındaki
Golan Tepeleri üzerinde uçan bir
İran İHA'sını düşürdü.
Ardından Şam rejimi bir
İsrail F-16'sını vurunca,
Tel Aviv 4'ü İran 8'i Şam rejimine ait 12 ayrı hedefe saldırdı.
Şam siren sesleriyle yankılandı.
Suriye'de son bir haftaya ait bu kanlı panorama aslında III.
Dünya Savaşı'nın çoktan başladığının göstergesidir.
***
Ne var ki biz ABD'nin Suriye'de ne yapmak istediğini gayet iyi biliyoruz.
1821'deki Moro İsyanı'ndan bu yana Amerikan yönetimleri hep
Bulgar, Ermeni ve Yunan gibi
ayrılıkçı güçlere destek verip ülkemizi ve milletimizi bölmeye çalıştı.
Aynı politikayı bugün de FETÖ ile YPG/ PKK üzerinden açıkça sürdürüyor.
Fakat bu kez başaramayacaklar çünkü devran artık onlardan yana değil.