Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BERCAN TUTAR

‘Kej daro nerîz’

Başlıktaki ifade Farsça bir deyim.
'Eğri tut ama dökme' anlamına geliyor.
Bu ifade, birçok badire atlatmış Türk-İran ilişkilerinin asırları aşan niteliğine dair en güzel jeo-politik özettir bir bakıma.
Bu niteliğe bir halka daha eklendi. 1979'daki İran Devrimi'nden sonra ilk kez bir genelkurmay başkanı Türkiye'de.
Tahran kaynakları, Tümgeneral Muhammed Bakıri'nin 3 günlük Ankara ziyaretini 'bî manend/ manend-i bîmisal' yani 'emsalsiz, benzersiz veya misilsiz' diye niteliyor.
Gerçekten de Azerbaycan Türkü Bakıri'nin ziyareti, Ankara ve Tahran arasında yeni bir dönemin de yol haritasını belirleyecek karakterde görünüyor. Gelelim ziyareti bu kadar hayati kılan realpolitik dinamiklere.
Öncelikle Irak ve Suriye'nin geleceğine dair kaygılar dikkat çekiyor. Nitekim, Bakıri'nin heyeti Fars medyasına "Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğü konusunda anlaştık" dedi.

***
Ziyarete küresel pencereden bakınca İran'daki kuşatılmışlık hissine yol açan 3 faktör göze çarpıyor. İlki ABD-İran ilişkilerindeki bozulma. İkincisi Suriye'de Rusya ve İran arasındaki işbirliğinin artık rekabete dönüşmesi.
Üçüncüsü de Aralık 2016 Halep uzlaşısından sonra Rusya'nın Türkiye'ye verdiği önemin Tahran'da alarma yol açması.
***
ABD'den başlarsak...
Trump göreve başlar başlamaz İran'ı hedefe koydu.
Haziran ayı başında Beyaz Saray, "İran içindeki unsurlara destek vereceklerini" ilan etti. Bunun için Tahran'a karşı Arap NATO'su kurdurtan Trump, ana amacı olarak da Rusya'yı İran'dan uzaklaştırmayı gündemine aldı.
Rusya'ya gelirsek...
Moskova ve Tahran ittifakına en büyük darbeyi Trump-Putin yakınlaşması vurdu.
Kremlin'in Trump'a diplomatik bir şans tanımasını Tahran ihanet olarak algılıyor.
İran en büyük şokunu ise 7 Mart'ta Rus, Türk ve ABD genelkurmay başkanlarının Antalya'da bir araya gelmesiyle yaşadı. Irak ve Suriye'de sınırlandığını düşünen Tahran "Rusya her zaman İran'ı bir araç olarak kullandı" diye tepki verdi. Rusya'dan sert ve seri yanıtlar gecikmedi.
Pravda'dan Dmitri Nersevov,
"İran sorun olmaya başladı" derken Kremlin'in amiral gemisi Kommersant'tan Maxim Yusin, "İran kaprisli ve öngörülemez bir partner" diye yazdı.
***
İran daha bu travmayı atlatamadan Türkiye ve Rusya arasındaki Halep uzlaşısı geldi.
ABD baskısı ve Türkiye'nin devreye girmesinden sonra Suriye'deki Rusya-İran ittifakı giderek rekabete dönüşmeye başladı. Örneğin Rusya, ABD ile imzaladığı güneydeki çatışmasızlık bölgesinde İran'ı devre dışı bıraktı. Tahran'ın Doğu Guta ve İdlib'e yönelik stratejilerini de frenledi.
***
Ortadoğu'da, büyük ve tarihi bir kırılmanın eşiğindeyiz.
İran ile temiz bir sayfa açmaya hazırlanan Türkiye yakın geçmişi ise unutmuş değil. Hatta, 10 Ağustos 2014'teki seçimlerde İran medyası bile Erdoğan karşıtı 'seni başkan seçtirmeyeceğiz' kampanyasının en kritik ayaklarından birine dönüşmüştü.
Fakat sıcak tehditler iki ülkeyi yeniden buluşturuyor.
Türkiye, 17 Mayıs 2010'da imzaladığı 'nükleer takas anlaşması'ndan sonra zordaki Tahran'a yine elini uzatıyor.
Umarım Tahran düze çıkınca yine Türkiye'den yüz çevirmez Komşusunun elini havada bırakıp bir daha "başkasının taşını sinesine vurmaz..."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA