Okur Ali Ulvi Uyanık, SABAH Sağlık Editörü Esra Tüzün'ün birkç gün üst üste Günaydın'da yayımlanan Şişmanlık Ameliyatındaki Son Teknikler başlıklı dizisi ile ilgili bir kaygısını paylaşmış.
"Günlerdir obeziteyi önlemek için yapılan mide ameliyatlarından bahsediliyor, ama bu ameliyatları bu kadar övmek acaba doğru mudur? 80-90 kilo olan kişiler bile bu ameliyatları düşünüyor, mevcut olan hastalıklarını yok sayarak! Bu ameliyatlar bu kadar özendirilmezse, bir diyetisyenle de zayıflayabilecek hastalara farklı yöntemlerden bahsedilirse sevinirim. Bu bir sorumluluk meselesi. Her kilolu olan ameliyatla kısa yoldan hemen 30 kilo vermeyi düşünüyor, bu özendirici yazılarla. Dikkat eder, gerekeni yaparsanız sevinirim."
Esra Tüzün'den aldığım yanıtı paylaşıyorum:
Dört günlük yazı dizisi boyunca bu ameliyatların tüm risk ve avantajlarına eşit oranda yer vermeye özen gösterdim. Yalnızca başlığı okuyanlar belki bu izlenime kapılabilir, ancak sağlık haberlerinde başlıklarda her zaman umut verici açıklamaları ön plana alırız. Çünkü hastaların mutsuz ve karamsar olmasını istemeyiz. Herkese önerilen ameliyatlar olmadığının altını defalarca çizdik. Prof. Mehmet Ali Yerdel'in dizisindeki şu satırlarını tekrar hatırlatmak isterim:
"Bu ameliyatlar Morbid Obezlere yapılır. 'Çok kilo aldım, giydiklerim yakışmıyor' durumu ile morbid obezite birbirinden ayrıdır. Vücut Kitle Endeksi 35 ile 40 arası olan ama aşırı şişmanlığa bağlı yan etkilerin ortaya çıkmış olduğu kişileri de morbid obez olarak kabul ediyoruz. Yoksa 'Bu ay beş kilo aldım, belimde yağ birikti' tarzı estetik kaygı oluşturan, hafif ya da orta düzey şişmanlık durumları kapsamımız dışında kalıyor.
"Araştırmalara göre 100 morbid obez hastasından ancak iki tanesi diyetle kilo verebiliyor ama o da kalıcı olmuyor. Mühim olan bu kilo kaybının kalıcı olmasıdır. Ayrıca ameliyat için, hastanın 6 ay zayıflamak için her şeyi yapması ama başarısız olması şartı vardır. Bu ameliyatlardaki ölümcül risk oranı binde dörttür. Ameliyat sırasında komplikasyon oranı ise yüzde ikidir."