Okur Hakan Özkaya'dan şöyle bir not aldım: "Bugünkü (6 Eylül Perşembe) gazetede 12'nci sayfada bir haber gördüm. Bu haberde tabletle eğitim yapmayı planlayan bir özel eğitim kurumunun başarıları ve projeleri anlatılıyordu baştan sona. Beni rahatsız eden şey, istersem o kuruma ait internet sitesinde bulacağım bilgilerin aynısının sayfada yer alması. O zaman gazetecilik nerede? Ben haberin bana daha eğrisiyle doğrusuyla verilmesini istediğim için gazete alıyorum. Kurum propaganda bülteni okumak için değil. Yanlış anlamayın benim o kurumla ilgili bir derdim yok, derdim haber kalitesi ile."
Okurun şikâyetini SABAH Eğitim Editörü ve Eko-Eğitim dizisinin yazarı Yaşar Özay'a ilettim, yanıtını aldım:
"SABAH'ta haftada bir gün yayınladığım EKO- Eğitim köşesi üniversitelerin ve eğitim kurumlarının çalışmalarını, başarılarını, eğitim adına yaptıkları yenilikleri okuyucularla paylaşma adına hazırlanmakta. Köşede hiçbir eğitim kurumuna bir ayrıcalık yapılmıyor. Okyanus koleji haberinde sözü edilen konular daha önce Türkiye'nin en büyük ulusal gazetelerinde de yer almıştı. Söz konusu edilen uluslar arası başarılar Milli Eğitim Bakanlığı gözetiminde gerçekleşmiş başarılardır. Bu konuda sendikalardan ve bağımsız eğitim kurumlarından hiçbir uyarı tarafıma ulaşmamıştır. Haberde konu edilen başarıların bazı eğitim kurumları tarafından abartılı bulunmasının, haberin yayınlama zamanının kayıt dönemine gelmesinden kaynaklandığını tahmin ediyorum. Okuyucularımızın duyarlığını saygı ile karşılıyorum."
Özay'ın dizisi haftalık. Her seferinde bir eğitim kurumu ele alınıyor. Böyle olunca, okurda "reklam-haber" algısı uyanıyor. Dizinin sürekliliği, eleştirinin bu yazıyı daha büyük bir resim içinde görmemekten kaynaklanıyor olsa da, bu yazı dizisi adına hafifletici bir gerekçe. Bu tür algıların önünü kesmek için, haftanın Eko Eğitim köşesinde anlatılan kurumun neden seçildiği izah edilse daha doğru olur. Ayrıca: haberciliğin temel unsuru olan eleştirel bakış burada da kullanıma açık olmalı, kurumun artıları kadar görünen eksileri de okurla paylaşılmalı.
Eleştirel bakıştan uzaklaşmak, okur eleştirilerine yakınlaşmak demek. Her ne kadar somut örnek içermese de, Özkaya'nın son notuyla noktalayalım: "Gazetemde ve başka büyük gazetelerde özellikle ekonomi sayfalarında reklam haber sayısında artış görüyorum. Mali sıkıntılar medyayı zora koşuyor olabilir, ama bu yanlışlıklar sadece okurlara ve tüketicilere haksızlık değil, aynı zamanda rekabette de adaletsizliğe yol açmakta bence."