Önceki gün gazetede iç sayfalarda yer alan haberin 'geçtiği yer' Kuzey Kıbrıs'tı. İşte KKTC'nin 'Derin' Köstebeği başlıklı metinde geçmişi bir önceki yıla uzanan bir öykünün devamı anlatılmaktaydı.
KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu hakkında yolsuzluk iddiaları, muhalefetteki Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) tarafından seslendirilmiş, ortada en az 2 milyon lira hacimli bir yolsuzluk tartışması adanın kuzey kesimini hareketlendirmişti.
Bu tartışmalara, Eroğlu'nun HSBC bankasındaki hesabının dökümünün sızdırılması yol açmıştı.
Önceki günkü haber, işte bu hesap dökümünü sızdıranların saptandığını ve bu suçun isnat edildiği HSBC yöneticilerinden Güren Koral'ın ortadan kaybolmuş olduğunu anlatmaktaydı. Habere göre, sızdırma ile ilgili şüpheli isimlere bankanın hukukçu ve müfettişlerinin yaptığı araştırma sonucunda ulaşılmıştı.
Reyhan Özpolat, Okur Temsilcisi'ne şu eleştiriyi iletti:
"Bu aslında bizim orada önemli bir olaydır ve Kıbrıs basını da genişçe yer vermiştir. Hâlâ kapanmadı. Benim anlamadığım, haberde bankanın adının hiç geçmeyişidir. Bu büyük bir olaydır ve banka kendince bir operasyon yapmıştır. İsimler şüpheli olarak yayınlanıyor ama bankanın adı yok. Bu bence tuhaftır ve lüzumsuzdur."
Kuzey Kıbrıs'taki meslektaşlarla konuştum. Gerçekten de HSBC'nin adı haberlerde ve meclis tartışmalarında bol bol zikredilmiş. Yani kamuya mal olmuş. Kaldı ki haberde bankanın bazı üst düzey görevlilerinin adı da geçiyor. İhmal değilse, belli ki banka geçmişteki aşırı hassas ve örtbas edici tavırları nedeniyle çekingenlik de yaratmış olabilir. Ama AtlasJet olayındaki gibi, kurumların gerekirse son noktasına kadar üzerine gidebilen bir gazetede, okurlarından 'olanların tam anlaşılması' için gerekli detayları esirgemeyen bir gazetede böyle bir eksiklik elbette gözlerden kaçmazdı, Kaçmamış.
İkinci bir not da ombudsman'dan: Haberde CTP'nin açılımı ve konumu yazılmamış. Okurların bir kısmının bu partinin adının ne olduğunu ve iktidar mı muhalefet mi olduğunu bilmediğini varsaymak gerekir.