Günümüz dünyasında internet erişim sağlayan insan sayısı 2 milyarı geçti. Bu geometrik artışın en önemli parçalarından biri, sosyal medya. Facebook, twitter, linkedin, flickr, instagram vs. bugün milyonlarca insanın gündelik hayatında çok önemli yer tutmakta. Sanal medya, muazzam imkanlarıyla haberleşme ve iletişimde çığır açmış durumda.
Twitter, belki de en önemlisi. Ne kadar etkili, hızlı ve yaygın olduğunu Tahrir Meydanı'ndan, Homs çatışmalarından, dışa en kapalı gibi görünen siyasi veya ekonomik toplantılardan (mesela Davos) ve katılım kapasitesinin düşük olduğu dava duruşmalarından biliyoruz.
Haberin önemi ve niteliği değişmedi. O halde, gazeteci-twitter ilişkileri nasıl olmalı?
Belli kurumları temsil eden gazeteci/haberci için twitter kullanımında sınırlar var mı, olmalı mı? Nelere dikkat edilmeli?
Herkes el yordamıyla yürüdüğü için yol kazaları çok. Mesela, iki yıl (ki uzun bir zaman sayılır) önce, Washington Post'un iki yazı işleri müdüründen biri olan Raju Narisetti, ABD'deki sağlık reformu ve Senatör Robert Byrd'ün yere düşüp sakatlanmasıyla ilgili görüş içeren iki tweet atmış, içerde fırtına kopmuştu. Narisetti tweet hesabını kapatırken gazete yönetimi, haber servisleri ve yazı işlerinde çalışanların twitter kullanımına şu kısıtlamayı getirdi:
"Bu mecraları kullanırken, yazdıklarımızın, bizim haber muhakememizle ilgili kuşku yaratmamasına dikkat etmeliyiz. Kanaat ve haberi birbirinden ayıran ilkeler esastır: bilgi ve tarafsızlık, düzgün bir dil ve tonlama, ve bizi marka yapan gazeteciliğin diğer unsurları. Özel bir hesap açmış olsanız sanız bile, sosyal medyada yazdıklarınız kamusaldır; duyarlı bilgiye erişimi kısıtlamak için özel denetim mümkündür. Gerçek basittir: Bir şeyin sanal ortamda dolaşmasını istemiyorsanız, oraya koymayın.
Washington Post habercileri ırkçı, cinsel ayrımcı, dinsel içerikli veya başka kayırıcı, taraflı metinleri - foto ve video da dahil - tweet olarak atmamalıdır."
New York Times da ihtiyatlı. "Haber servisi çalışanları tweet'lerde çok dikkatli olmalı" diyor; "gazetenin itibarını sarsacak tweet'ler kabul edilemez" diyor.
Dijital alemde atılganlığıyla tanınan Sky News de kısıtlayıcılar arasında. Geçen hafta yayınlanan bir yönergede, habercilerin "haber onaylanıp ekranda yayınlanmadan önce", "haber yapılan konuyla ilgili haber toplama esnasında" tweet atılmaması istendi. Aynı şekilde, rakip kurumların haberlerinin "yeniden tweet" (RT) edilmemesi de "bu haberler doğru olmayabilir" gerekçesiyle men edildi.
Tabii, her kurum bu kadar katı değil.
Örneğin, yazılı basından dijitale geçişte başı çeken The Guardian, yoğun bir tweet kullanımı içinde. Guardian Genel Yayın Yönetmeni Alan Rusbridger, tersine, kullanımı teşvik ediyor, "gelecek orada" diyerek. Guardian'ın kuralları esnek. Şunları söylüyor: İçerikle ilgili iletişime katılın ve yapıcı olun. Bilgi ve kaynaklara daima "link" vermeye çalışın, bunu teşvik edin. Aidiyetiniz konusunda saydam olun. Bilgi ve kanaati birbirine karıştırmayın ve ifadelerinizin istismar ve yanlış algıya yol açma ihtimalini daima hesaba katın.
BBC de esnek bir tavır içinde. Kurumun Yayın Standartları Editörü David Jordan'dan aldığım mesajda "BBC twitter kullanımını caydırmamaktadır. Çok sayıda yöneticinin ve personelin hem kurumsal hem de özel hesapları vardır" deniyor.
Kurum "bu alan öyle yeni ki, kurallar taş yazıt değil" diyor, on-line habercilik kurallarının temel standartlarla aynı olduğunun altını çiziyor: Eğer haber veriyorsanız doğru, dengeli olsun. Kimseye zarar gelmesin. Kurumsal ve özel kimliğinizi ayırmaya gayret edin. Haber oluştuğunda önce kuruma bunu bildirin orada yayınlanmadan önce tweet atmayın.
Kanada'nın saygın gazetesi Toronto Star da kullanımı teşvik ediyor. Ancak, meslektaşlarını kötülememek, kurumsal imaja zarar vermemek, okurlarının güvenini gazeteye sarsıcı içeriklerden uzak durmak gibi kırmızı çizgileri de var.
Los Angeles Times, twitter'a esnek yaklaşmakla ve meslekle ilgili haber faaliyeti ve tartışmalara katılomayı teşvik etmekle birlikte, haberci kesiminin siyasi, toplumsal angajmanlardan uzak durmasını istiyor.
Yazıştığım, konuştuğum dünya ombudsmanlarının çoğunun hem kurumsal hem de özel hesapları var. "Karşıyım" diyenlerin oranı çok düşük. LA Times'ın ombudsmanı Deirdre Edgar'ın bana yazdığı gibi, "okurlarımızın çoğu artık twitter'da, onları izleyerek içeriğimizle ilgili görüş, şikayet ve tartışmalardan haberdar oluyorum. Düzeltmelerde twitter çok yararlı."
Okur Temsilcisi'nin artık "resmi" twitter hesabı var. Takip, eleştiri ve yazışmalar için not edin: @OmbudSabah