Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKUR TEMSİLCİSİ OKUR TEMSİLCİSİ - YAVUZ BAYDAR

Altı başlıkta medyanın hali

Yeni bir anayasaya giden yolu toplumsal uzlaşma adına açmak ve iç barışı sağlamak için öncelik, medya reformunda. Meclis yasalarla güvence sağlarken, gazeteciler de rolünü yeniden tarif etmeli

Reform, demokratikleşme, dönüşüm, 'normalleşme'... Köklü siyasi ve sosyal 'geçiş' süreçlerinde, iç barışı sarsmadan başarıyı yakalamanın en önemli unsuru, medyanın rolünde gizli. Özgür, bağımsız ve çoğulcu medya, demokrasinin kök salmasında kilit öneme sahip. Sivilleşme ve açık toplumu kurma adına, medya insan haklarını halk adına gözetirken, yolsuzlukları, gücün kötüye kullanımını sergilemek; 'sessizlerin sesi' olmak zorunda.
Geçen hafta sonu Türkiye'yi ziyaret eden Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri, eski tanıdığım Thomas Hammarberg'den Türkçe yayınlanan "Avrupa'da İnsan Hakları" kitabı dolayısıyla ifade özgürlüğü sorunlarını ve günümüz medyasının "hallerine" dair görüşleri dinleme fırsatı buldum.
Hammarberg'in geçen ay Konsey tarafından yayınlanan, "İnsan Hakları ve Değişen Medya Coğrafyası" başlıklı çok önemli bir derleme kitabın da koordinatörü olduğu bizde pek bilinmiyor. Aidan White, Dunya Miyatoviç, Anders Olsson, Miklos Haraszti ve Ian Brown gibi uzmanların farklı medya alanlarında görüşlerini içeren bu kitap, gazetecilere uygulanan şiddet ve baskılardan "sosyal medya"nın değişimdeki rolüne kadar, geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Bu açıdan, medyanın hâlâ kendini toparlayamadığı ülkemizde süren tartışmalara ışık tutacak sağlam unsurlar içeriyor.
Önsöz, Hammarberg'e ait. "Resmi makamlar, sivil toplum ve uluslar arası camia yanı sıra, medya sahipleri ve gazeteci örgütlerinin yasaların uygulanmasından eğitime, etik kuralların belirlenip gözetilmesinden özdenetime kadar geniş bir alanda çok önemli rolleri var. Her bir ülkedeki demokrasinin 'durumu', oradaki yasaların medya özgürlüğünü nasıl koruduğu ve uygulamaları nasıl sağladığı ile doğru orantılıdır" diyor bir yerinde.
Kitapta medyanın "Dördüncü Kuvvet" olarak korunmasında, altı ana başlığın öne çıktığı görülüyor. Bunların her birinden çıkarılan sonuçlar da düşündürücü ve aydınlatıcı. Önerileri başlıklar altında paylaşmakta yarar var.
Habercilik etiği: 1) Avrupa Konseyi üyesi ülkeler medya özgürlüğüne anayasa güvencesi getirmeli ve özgürlük sınırlamaları dar tutulmalı, 2) Etik haberciliğin desteklenmesi için tartışmalar derinleştirilmeli, 3) Medya sektörü, uzlaşmaya dayalı etik kurallar üzerinden, şikayetleri ele alacak etkin özdenetim mekanizmaları (ombudsmanlar veya medya konseyleri) kurmalı, 4) Halkın haber alma hakkına saygı adına merkezi ve yerel makamlar gazetecilerin sorularına yanıt vermeli.
Medyada çoğulculuk ve insan hakları: 1) Sektörde tekelcilik eğilimleriyle sürekli mücadele edilmeli, 2) Medya sahipliğine dair bilgiler 'saydam' olmalı, 3) Sektörü düzenleyici mercilerin bağımsızlığı güvence altına alınmalı, 4) Çoğulculuk ifade özgürlüğünün hem sonucu hem de temel kaynağıdır; bu nedenle, korunması için etkin politikalar uygulanmalı.
Kamu yayıncılığı ve insan hakları: 1) Kamu yayıncısı medyanın bağımsız ve tarafsızlığı korunmalı. Kamu yayıncısı siyasi müdahaleler ve ticari çıkarlara karşı özgür konumda olmalı. 2) Kamu yayıncısı tüm ülkeye tarafsız yayın yapmalı; azınlık konularına, 'geniş pazar' dışındaki haberlere yer ayırmalı, 3) Kamu yayıncısının temel insan haklarının korunması konusunda özgün 'hassasiyeti' sağlanmalı.
Habercilerin şiddetten korunması: 1) Siyasiler ve kanaat önderleri habercilere karşı şiddeti kınamalı, aşırı uçlara kayılmasına karşı çıkmalı, 2) Güvenlik güçleri habercileri tehlikeden etkin biçimde korumalı. Tehditler ciddiye alınmalı, 3) Hakaret ve aşağılama suç sayılmaktan çıkmalı; medyaya karşı açılan tazminat davalarında makul olmayan yükseklikte para cezalarından kaçınılmalı, 4) Devlet ve hükümet erbabı, kamuya mal olmuş kişiler, özellikle gazetecilerden gelenler başta olmak üzere, genişletilmiş kamusal eleştiriyi ve araştırmayı kabullenmeli.
Resmi belgelere erişim: Saydamlık ilkesi gereği, resmi belgelere erişim, 2009 Konsey sözleşmesi esas alınarak, güvence altına alınmalı, 2) Habercilerin kaynakları yasalar tarafından güçlü bir şekilde korunmalı; aynı şekilde resmi yetkililerin kendi insiyatifleri ile, ceza korkusu olmadan, habercileri bilgilendirmesi sağlanmalı.
Sosyal medya ve insan hakları: 1) İnternet özgürlüğü önemlidir, kısıtlamalar net, açık ve somut olmalı. 2) Düzenleyici kurumlar bağımsız ve hesap verebilir olmalı, keyfiyet önlenmeli, 3) İnternet erişiminin engellenmesi alanında, ilgili taraflara bilgi verilmeli ve onlara kararlara etkin itiraz hakkı tanınmalı.
Ana başlıklardan da anlaşılacağı gibi, bu kitabın her gün aynı sorunlarla baş başa yaşayan, yapısal değişime ve zihniyet dönüşümüne direnen sektörde süren tartışmalara katkısı büyük olacak. Bu yüzden, bir an önce dilimize çevrilmesinde yarar var.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA