Türkiye'de ifade özgürlüğü alanında tuhaf şeyler olmakta.
Kimse sanki farkında değil.
Bir mukayese yapayım.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı "Ermenilerden özür dileme kampanyasıyla ilgili "Türk milletini alenen aşağılamak"tan (TCK, Madde 301) soruşturma başlattı. Oysa Cumhurbaşkanı Gül başta olmak üzere pek çok çevre bunu "ifade özgürlüğünün kullanılması" olarak nitelemişti.
Bence de öyle olduğu apaçık.
Ama bu gelişme süredursun... Eskişehir'de bir grup, "Bu kapıdan Yahudiler ve Ermeniler giremez" ve "Köpeklere giriş serbesttir" yazılı afişler açtı. Bu ırkçı gösteriye önayak olan Niyazi Çapa "böylece köpeklerin daha değerli olduğunu gösterdik" dedi. CHP Milletvekili Canan Arıtman, Gül'ün "Ermeni torunu" olduğunu öne sürdü.
AKP Tokat Milletvekili Zeyid Aslan, Yahudi soykırımını kastederek "yarın tarih tekerrür ederse insanlığın karşısına hangi yüzle çıkacaklar" diye sordu!
Türkiye'de nefret söylemi ve ırkçılık almış başını gidiyor. Yargı sessiz.
TCK'nın 216'ncı maddesi şöyle der: "Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır."
Savcılar 216'yı neden işletmiyor?
Irkçılık cezadan "muaf" mıdır?