Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKUR TEMSİLCİSİ OKUR TEMSİLCİSİ - YAVUZ BAYDAR

Ayrıntının şeytanı

HABERCİNİN ele geçirdiği her detay, ille de habere girmeli mi?
Dünkü Sabah'ta yer alan iki farklı haberde bu soru kendini hemen belli ediyordu.
İlki Metehan Demir imzasını taşıyordu ve Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk'un Türkiye'yi "terk etmediğini, Nisan'da döneceğini" anlatan bir başlıkla sunmaktaydı.
Haberi okuyanlar metinde Pamuk'un New York'tan Istanbul'a hangi gün ve hangi havayoluyla geleceğini ve "business" mi "economy" mi uçacağına dair bir yığın detay da buldular.
Üç okur "bu yaptığınız doğru değil" itirazıyla aradı. Onlara göre, Dink cinayeti ardından hayati tehlike kaygısı duyduğu için kişisel bir karar alan, Türkiye'de korumalarla dolaşan bir yazarın gelişiyle ilgili bu kadar "ince detaylara" girmek, "ortadan kalkmamış olan" tehlikeyi davet etmekten başka bir şey değildi.
Bu eleştirilere katılıyorum.
Metehan Demir de tereddüt etmeden uyarılara katıldığını söyledi. "Acaba ne kadarını yazmalıyım, diye düşünmedim desem yalan olur. O detayları verirsem sanki daha inandırıcı olurum gibi geldi" dedi.
Demir'e görüşümü şöyle aktardım: Terör, hem kurumlara hem de kişilere yönelik bir baş belası. Bu nedenle biz kimi resmi kurumlardan "filanca bakanın veya komutanın programını yazmayın" dendiği zaman, buna genellikle riayet ediyoruz. Türkiye'de birçok kişinin son zamanlarda ölüm tehdidi aldığı ve özel hayatlarının altüst olduğu bilindiğine göre resmi şahsiyetler ile ilgili "güvenlik" değerlendirmesi, aynen, tehdit altındaki yurttaşlarla ilgili haberlerde de geçerli olmalıdır.
Bu haber Pamuk'un Türkiye ile ilişkisinin bazı iddiaların aksinekopmadığını, yakın bir tarihte geleceğini anlatmaktadır. Bazı detaylara hiç gerek duyulmadan da anlatılabilirdi.

Kokain partisi
Diğer haber, Çabuk Gelen Şöhreti İstanbul Gecelerinde Hızlı Harcadı başlığıyla sunulmuş. Haberde, İstanbul'da bir kokain baskınında gözaltına alınan dizi oyuncusu Seda Akman'ın hayat öyküsü anlatılıyor. Haberin bir yerinde Akman'ın "sıradışı kişiliğini gözler önüne sermekten çekinmediği", bir TV programında "geceleri sevgilimle uyuduğumda sabahları çıplak uyanıyorum" dediği aktarılıyor. Bu detayların habere konu olan gelişmeyle (kokain baskını) hiçbir ilgisinin olmadığını düşünüyorum.
Hukuk ilkelerinden biri şunu der: Suçlu olduğu kesinleşinceye kadar herkes masumdur.
Ortada itiraf var mı? O dahi belli değil,
Dolayısıyla, okura, bir kişiyi peşinen mahkûm ettiğimiz izlenimini vermemeliyiz. Haberin alttaki ek parçasında baskında işadamı, emlakçı, dershane sahibi, finansçı diye geçen kişilerin de gözaltına alındığı belirtiliyor. O kişilerin kimliğiyle ilgili gösterilen dikkat, ismi verilen medya "ünlülerine" de gösterilmeliydi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA