TOPLANTININ en çarpıcı oturumu karikatür kriziyle ilgiliydi. Sabah okur temsilcisi olarak yönettiğim oturumda Danimarka Radyosu (DR) ve İsveç gazetesi Dagens Nyheter'in ombudsmanları Hz Muhammed'le ilgili karikatürlerin yarattığı dev çalkantının sebep ve sonuçlarını anlattılar.
DR ombudsmanı Jacob Möllerup'a göre kriz medeniyetler arası uçurumu en çok derinleştiren hadise olmuştu. Huntington ve Edward Said'den söz ederken "bu kriz cehaletler çatışması veya medeniyetler çatışması olmaktan ziyade, iki ayrı fundamentalizmin çatışmasıdır" dedi Möllerup.
Ardından gelen tartışmada, bazı Amerikalı ombudsmanlar dışında, herkesin bu kriz yüzünden okurların ve izleyicilerin eleştiri yağmuruna hedef olduğu da anlaşıldı. "Bu karikatürleri yayımlamak çok doğru oldu" diyen bir tek kişi de çıkmadı.
Möllerup'un krizden çıkardığı şu dersler, ortak bir hissiyatı yansıtmaktaydı: "...Enine boyuna düşünülmüş ve dengeli bakışların temsilcisi olmalıyız. İşimiz insanları dinlemek, şikâyetlerini anlamak ve onları ciddiye almak. Ama medya o kadar sık düşman imajı yaratıyor ki! Tek taraflı, hasmane, dışlayıcı habercilik hem iç hem de dış düşman üretiyor. Tarih örneklerle dolu. Böyle bir ortamda biz diyalogun güvencesi olmalıyız. Etik kurallar bu tür krizleri çözmede yeterli değil, tarih kitapları da okumalı, farklı dinleri anlamalıyız. Dini değerlere saygı çok karmaşık bir mesele. Benim önüme gelen en zor konular kendisini aşağılanmış hisseden dindarlarla ilgili. Bunlardan biri, İsa peygamberle ilgili bir hiciv olmuştu ve özür diledik. İnsanlar saygı ve sorumluluk istiyor, sansür değil."