Oturmuş ciddi ciddi Habertürk'te 7'li koalisyon masasının cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu ne diyecek diye izliyoruz. Kanalın çizgisi malum. Sunucu hiç sıkıştırmıyor, Kemal Bey de rahat rahat anlatıyor. Türkiye'ye 300 milyar dolar "temiz para" getireceğini iddia ediyor. Türkiye'yi düzlüğe çıkaracak, depremin yaralarını saracak, pandemiyle başlayan küresel enflasyon canavarını yenmemizi sağlayacak bir para bu.
Benim gibi programın sunucusu da bu paranın kaynağını merak etti. Kaynağı duyunca inanamadım. "Uyuşturucu baronlarının parası olan 300 milyar doları getireceğim" diyor Kemal Bey. Onun aylardır "sıcak para" dediği kaynak, doğrudan yabancı sermaye değil, uyuşturucu parasıymış. Uyuşturucu baronlarının paralarını nasıl ele geçireceğini veya uyuşturucuları nasıl nakde dönüştüreceğini söylemiyor. Sunucular da "Vardır efendim bir bildiğiniz" diyerek konuyu değiştiriyor.
Kılıçdaroğlu hatırlarsınız daha önce de "Uyuşturucu satandan ve organ mafyasından vergi alacağım" demişti. Ama inanın o açıklaması bile bunun kadar gerçeklikten uzak değildi. Belki dili sürçmüştür diyerek Kemal Bey'i dinlemeye devam ettim.
SOSYAL MEDYADA SİYASİ MİZAH KONUSU OLDU
Asıl bomba, programın sonunda geldi. Kılıçdaroğlu, "Yurtdışına tüm vizeleri kaldıracağım" dedi. Vatandaş artık rahat rahat yurtdışına çıkıp istediği ülkeyi gezebilecekmiş. Sunucu mahcup bir şekilde, "Vizeyi siz kaldıramazsınız, yurtdışından kaldırabilirler" dese de o ısrarlıydı. Yani Kemal Bey, cumhurbaşkanı seçilirse Schengen vizesini kaldıracak ve artık her Türk vatandaşı istediği AB ülkesine, hatta ABD'ye elini kolunu sallayarak gidebilecekmiş. Geçtiğimiz günlerde Konya'dan "ülke" diye bahseden Kemal Bey, Avrupa'yı Konya zannediyor olabilir. Dün biraz baktım açıklamalarının sosyal medyadaki yansımasına. Muhalif yorumcular bile hem eleştirmiş hem de siyasi mizah konusu yapmış. Avrupa Birliği ülkeleri, Kemal Bey'in bu açıklamalarını duymuş mudur bilmiyorum. Duydularsa Türkiye'de muhalefetin nasıl içler acısı bir durumda olduğunu anlamışlardır. Kılıçdaroğlu geçtiğimiz günlerde de depremzedeler için verilecek olan konutlardan hiçbir ücret alınmayacağını açıklamıştı. Toplumun geniş kesimi tarafından bu vaat inandırıcı bulunmamıştı. İnandırıcı bulmayanlar arasında Kılıçdaroğlu'nun büyük ortağı İyi Parti de var. Meral Hanım'ın ekonomi politikaları başkanı Prof. Bilge Yılmaz, bedava konutun mümkün olmadığını, bu borcun zamana yayılacağını söylüyor.
DURUMU MERAL HANIM'DAN DAHA VAHİM
Kürsüde sağa sola mermi fırlatan Meral Hanım'ın ruh hâlini hiç iyi görmediğimi geçenlerde yazmıştım. Kemal Bey kusura bakmasın ama maalesef durumu Meral Hanım'dan daha da vahim. Kendisinin gerçeklikten koptuğunu düşünüyorum. Söyledikleri bir gaf değil, dikkatsizlik de değil. Kılıçdaroğlu'nun idrakinde bir sorun görüyorum. Sizi onun gaflarıyla sıkmak ve konuyu daha fazla uzatmak istemiyorum. Peki bunları neden mi anlatıyorum? Kılıçdaroğlu sıradan bir vatandaş olsa güler geçersiniz. Ama yaklaşık 5 hafta sonra Türkiye'de tarihi bir seçim yapılacak. Kılıçdaroğlu da bu seçimlerde cumhurbaşkanlığı görevine talip. Durum çok ciddi yani. Memleket meselelerine bu düzeyde yaklaşan birinin cumhurbaşkanı olduğunu düşünebiliyor musunuz?
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz