Geçen hafta İyi Parti İstanbul İl Başkanlığı'na isabet eden bir mermi gündeme bomba gibi düşmüştü. İyi Parti Lideri Meral Akşener'in bu olayı siyasi istismara dönüştürmesi uzun sürmedi. Önce bu olaydan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı sorumlu tuttu. İstismar bununla da bitmedi. Devamında Kılıçdaroğlu'na ve İyi Parti'ye oy istedi.
Sonrasını biliyorsunuz. İyi Parti'ye isabet eden bu merminin, inşaatta hırsız kovalayan bir özel güvenlik görevlisinin silahından çıktığı açıklandı. Güvenlik görevlisi ve silah da ele geçirildi.
Akşener gibi tecrübeli bir siyasetçinin, "Cumhurbaşkanı Erdoğan partimizi kurşunlattı" gibi akıl almaz bir iddiayı ortaya atması için kırk kez düşünmesini beklersiniz. Diyelim ki ağzınızdan böyle korkunç bir iddia çıktı. Gerçeğini öğrenince haksız yere suçladığınız insandan özür dilersiniz.
ONU HİÇ İYİ GÖRMEDİM
Akşener bunların hiçbirini yapmadı. İyi Parti Meclis Grup Toplantısı'nda kameraların karşısına geçti, özür dilemek yerine suçlamalarını daha ileri noktaya taşıdı. Akşener, kendisinden özür bekleyen kamuoyuna, "Hadi be oradan, çok beklersin" gibi tuhaf ifadeler kullandı. Gerçek ortaya çıkmasına rağmen, kurşunlanma konusundaki iftiralarını sürdürdü ve "Tüm mermilere göğüs gereceksiniz, söz mü" şeklinde biten bir konuşma yaptı. Ardından da yanında getirdiği mermi kovanlarını etrafa fırlattı.
Akşener'in konuşmasını birkaç kez izledim. Hareketler, vurgular, jest, mimik çok tuhaf geldi bana. İyi değil gerçekten, hiç normal görünmüyor. Meral Hanım kusura bakmasın ama o görüntülerde bir "siyasi tükenmişlik" ve "siyaset üretemeyen bir genel başkan" gördüm. Mermi fırlatma işi kimin aklına geldiyse siyaseten hiç doğru bir şey yapmadı. Bu tiyatronun asla oy getireceğini düşünmüyorum.
BU ÖFKE KİME MERAL HANIM?
Aslında Akşener'i anlayabiliyorum. Önce ağır suçlamalarda bulunarak bir daha dönmemek üzere masadan kalktı. Sonra Kılıçdaroğlu ile yaptığı 15 dakikalık görüşme sonrası masaya oturmak zorunda kaldı. İnandırıcılığını iki kez yitirdi. CHP'den gelen sifon çekme hakaretlerini, HDP'den gelen sert eleştirileri, PKK'dan gelen tehditleri sineye çekmek zorunda kaldı. Partisinin oyu ilk kez yüzde 7'nin altına düştü ve bir daha yükselişe geçemedi.
Belki de PKK'yı eleştirememenin, HDP'ye itiraz edememenin, partisinin hızla eriyişini durduramamanın yarattığı öfkeyi bu şekilde dışa vurmayı tercih ediyordur. Ama samimi durmuyor Meral Hanım.
Akşener'in o mermi kovanlarını PKK'lılara ve Meclis'teki yoldaşlarına fırlatması gerekiyordu. Belki o zaman daha inandırıcı olurdu. Ancak HDP ve CHP'nin her dayatmasını kabul etmek zorunda olan kanatları kırılmış bir Akşener var artık karşımızda. O da PKK'ya fırlatamadığı mermileri AK Partililere fırlatarak günü kurtarmaya çalışıyor. Ama artık o işler öyle kolay olmuyor Meral Hanım.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz