Önümüzdeki siyasi dönemin dünden farkı, belirsizliğin sona ermesidir. Belirsizlik adını verdiğimiz olgu, Kovid-19 denilen salgınla başladı.
Bu öyle bir belirsizlikti ki ne zaman başlayacağı, ne zaman biteceği, neleri kapsayacağı ve kimleri daha fazla vuracağı belli değildi.
Sonuçta dünyadaki her şey altüst oldu.
PETROL FİYATI ARTTI
Düşünün ki bir ara artık hiç talep kalmadı zannedilen petrolün varili 100 dolara yaklaştı. Doğalgaz, Rusya'nın elinde Avrupa'ya esir alan bir madde hâline dönüştü. Ve Rusya'nın ticaret fazlası 55 milyar doları buldu.
Bunun gibi sağlık sorunları da belirsizliği tırmandırdı. Amerika gibi süper bir devlette hastaneler hastalara yetmedi, cenazeler kutularda saklandı.
Avrupa'da da durum çok farklı değildi.
TÜNELDE IŞIK GÖRÜNDÜ
İzolasyona itilen toplumlarda çocuklar okullarından uzaklaştırıldılar.
Şimdi bu noktada belirsizliğin sonu galiba geliyor.
Tam tarih veremiyoruz ama mesela bu yaz, turizm gelirimizin salgın öncesine ulaşacağına inanıyoruz.
FİYATLAR HÂLÂ YÜKSEK
Fakat yine de fiyatlar belirsizlik öncesindeki kadar yüksek.
2023 yılında bir seçim olduğu düşünülürse bu fiyatların belirsizlik havasında bırakılmasının nelere mal olacağı bilinebilir.
Bu nedenle hükümet sürekli vergileri indirmek, denetimleri artırmak ve özellikle tarım girdilerini desteklemekle meşgul.
EKONOMİ TOPARLANMALI
Şunu kabul edelim: Belirsizliğin Türkiye'deki yansımaları fiyatları etkiledi. Türkiye tam olarak durmamak için iç piyasayı göz ardı edip ihracata yöneldi. Böylece iç piyasada fiyatlar dayanılmaz hale geldi.
Şimdi sıra bunları dengelemekte. Yani AK Parti iktidarının önünde ekonomiyi toparlamak için aşağı yukarı bir buçuk yıl var. Bu bir buçuk yılda muhalefetin her yolu deneyeceği, 28 Şubat ruhunu gündeme getireceği, HDP vasıtasıyla Kürtçülüğü tırmandıracağı kesin.
Bereket Türkiye 2000'li yılların Türkiye'si değil. Bir nevi dünya devleti.
Bu bakımdan siyaseti izlerken eskisinden çok farklı sahnelere tanık olacağız.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz