Brüksel'de bilmem kaçıncı NATO bakanlar toplantısı var.
NATO'nun kurulduğu 1949'dan ve Türkiye'nin katıldığı 1952'den beri bu toplantılar sürekli yapılıyor.
NATO toplantılarında amaç, NATO'nun ideolojisi olan serbest pazara ve demokrasiye düşman ülkelerin nötralize edilmesidir.
Garip olan şey, şu an NATO'nun içindeki kavgalar, NATO'nun dış dünyayla olan kavgasından daha büyük.
NATO kurulduğu zaman demokratik ülkelere yönlenmiş bir Sovyet Bloku tehlikesi vardı.
Nitekim sonunda bunlar Varşova Paktı'nı kurdular. Ama şu anda ne Sovyet tehlikesi var, ne de Varşova Paktı.
Daha ötesi, Varşova Paktı üyeleri de NATO üyesi oldu.
NATO İÇİ KAVGALAR
Ama en önemli mesele, NATO'nun iç kavgalarıdır.
Şu anda NATO'nun patronu Amerika, Türkiye'nin iki düşmanını yani PKK ve FETÖ'yü hem besliyor hem de destekliyor.
Ayrıca NATO'nun Güneydoğu kanadını oluşturan Türkiye ve Yunanistan, neredeyse birbirleriyle savaşacaklar.
Daha da ilgi çekici olan, bir NATO üyesi olan Türkiye, NATO'nun düşman gibi gördüğü Rusya'yla derin bir uzlaşma ve diyalog içindedir.
Şu anda mantıklı olan, yeni dünya koşullarına uyumlu bir NATO yaratmaktır.
Bunun için öncelikle Rusya da NATO'ya girmelidir.
Ortadoğu'daki istikrarsızlıkları gidermenin yolu galiba İsrail'i de NATO'ya almaktır.
ABD'YLE İTTİFAK OLMAZ
Bu söylediklerim hayal gibi görünebilir ama bugün Avrupa, yani NATO Avrupa'sı, Rusya'nın enerjisiyle yaşıyor.
Terörle mücadelede Rusya, bütün NATO ülkelerinden daha aktif.
Dilerim sonunda bu söylediklerim gerçek olur ve Rusya'nın da içinde bulunduğu bir NATO ortaya çıkar.
Ancak şunu da açıkça görelim;
Amerika, Türkiye'nin altını bu şekilde oydukça NATO içinde Türk-Amerikan ittifakı diye bir şey olamaz.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz