Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Farklı sistemler

Devlet yapılanmasında İçişleri ve Dışişleri iki önemli bakanlıktır. Bu iki bakanlığın ilgi alanları da, personel yapıları da çok farklıdır. İçişleri Bakanlığı'nda mesela emniyetçiler ağırlıklı olarak bulunur. Dışişleri'nde de tabii diplomatlar vardır.
Ancak Türkiye'nin son dönemlerine bakınca, İçişleri ile Dışişleri arasında bir fark olmadığını, bu iki bakanlığın birlikte çalışmak zorunda olduklarını görüyoruz.. Örneğin, Afganistan deyince hem göçmenler hem de NATO devreye giriyor. Suriye deyince de hem Amerika, hem Rusya, hem terör örgütleri hem de göçmenler hatırlanıyor.

İLİŞKİLER İÇ İÇE GİRDİ
Bu gibi örnekleri çoğaltmak mümkündür. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, bu karmaşık yeni duruma ilaç gibi geldi. Cumhurbaşkanı hem İçişleri Bakanı'nın hem de Dışişleri Bakanı'nın icra açısından amirleri gibidir. Bu arada devrede MİT Müsteşarlığı da bulunuyor. Bunun gibi Milli Savunma Bakanlığı da her an her konuda devrededir.
Türkiye'yi ve sorunlarını eski yapıda aramak isteyenler, klasik parlamenter sistemin bu sorunları çözmeye yeteceğini zannediyorlar. Oysa tüm ilişkiler karmaşık hale geldi.
Bir gün birisi "içişlerinden sorumlu dışişleri bakanlığı" ya da "dışişlerinden sorumlu içişleri bakanlığı" kuralım derse hiç şaşırtıcı olmayacak. Bu açıdan bakınca acaba FETÖ bir iç mesele midir yoksa dış mesele midir? Ya da PKK ile Amerika ilişkileri, İçişleri Bakanlığı'nın mı yoksa Dışişleri Bakanlığı'nın mı ilgi alanına girer?

KOŞULLAR DEĞİŞTİ
Siyasete girerek Türkiye'nin sorunlarını çözmeye heves edenler, bu yeni dünyanın koşullarını çok iyi değerlendirmelidirler. Boş bulunduğunuz anda felaketler birbiri ardınca gelir, dost bildikleriniz en azılı düşmanlarınıza dönüşebilir.
Bütün bu nedenlerle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin bugünün dünyasında en uyumlu sistem olduğunu düşünüyorum.
Türkiye yakın geçmişte iç ve dışişlerinin birbirine karıştığı durumları çok yaşadı. Ama parlamenter hükümet sistemi bu karmaşıklığın üstesinden gelemedi. Buna en somut örnek, Bulgaristan'daki Todor Jivkov rejiminin 400 bin Bulgaristan Türk'ünü zorla göçe mahkûm etmesi değil midir? Bu olayı Dışişleri Bakanlığı sadece seyirci olarak izlemişti.
Oysa şimdi buna benzer durumlarda sadece İçişleri ve Dışişleri değil, Milli Savunma Bakanlığı da hemen devreye giriyor. Söylemek istediğimiz budur.

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA