Takvimlere işlenmiş bazı günler vardır. Bunları genellikle Amerikan tüketim endüstrisi üretir. O günlerde sözü edilenlere hediyeler alınır ve mağazaların ciroları artırılır.
Anneler Günü
Ancak takvimlerde hiç yazılı olmasalar bile "Anneler Günü" her insanın bilincinde kazılıdır. Kimse kendisini dünyaya getiren ve yaşı yetinceye kadar kendi canı dahil her şeyini paylaşan o varlığa sevgisiz kalamaz. Dünkü pazar günü de Anneler Günü olduğu için, bütün evlatlar çeşitli şekillerde annelerine karşı duydukları sevgiyi çeşitli şekillerde seslendirdiler.
Sonsuz sevgi
Tabii ki ben de annemi çok sevdim. Yaşadığı sürece bu sevgimi ona defalarca duyurdum. Ama biliyordum ki, o beni de kardeşlerimi de bizden kat kat daha fazla seviyordu. Dilerim sonsuzluğa uzanan zamanda onunla hepimiz yine buluşuruz ve çevremizdeki gariplikleri birlikte yine kahkahalarla yorumlarız.
Kubalı'nın şiiri
Anne sevgisini ve anneye duyulan özlemi en iyi seslendirenlerden birinin Hukuk Fakültesi'ndeki Anayasa hocamız Prof. Hüseyin Nail Kubalı olduğunu öğrendiğimde çok etkilenmiştim. Bu Anneler Günü vesilesiyle Prof. Kubalı'nın "Anam" şiirini yeniden hatırlatıyorum:
Anam anam ah anam
Nasıl gittin vah anam
Sana vakitsiz kıydı
Bu nasıl Allah anam
Solan bir güz gülüsün
Sevilen bir ölüsün
Kara toprakta değil
Gönlümde gömülüsün
Bağın ne gülü kaldı
Ne de bülbülü kaldı
Yavrun böyle anasız
Boynu bükülü kaldı
Ana başa taç imiş
Her derde ilaç imiş
Bir evlat pir olsa da
Anaya muhtaç imiş.