Bütün dünya yavaş yavaş salgın koşullarından çıkmaya hazırlanırken, salgının yüzeye çıkardığı sosyal hastalıklar artarak devam edeceğe benziyor. Bu sosyal hastalıkların en rahatsız edici olanları, yabancı düşmanlığı, ırkçılık ve "İslamofobi"dir.
Yunan uygulamaları
Yabancı düşmanlığını en somut şekilde, Yunan güvenlik güçlerinin göçmenlere karşı uyguladıkları önlemlerde görüyoruz. Deniz ortasındaki bir botla Avrupa'ya gitmeye çalışan göçmenlerin motorlarını bozup, giysilerini almak ve onları akıntıya bırakmak, günlük uygulamalardan biridir. Bu şekilde koronavirüsün de göçmenler aracılığı ile kendi topraklarına gelmesini önlüyorlar.
ABD'deki siyah derililer
Irk ayrımının bu salgın sırasındaki en çarpıcı yansıması da, Amerika Birleşik Devletleri'nde ölenlerin çoğunun siyah derili olmaları değil midir? Tabii ki bu durumu beyaz derili Amerikalıların büyük bir bölümü de üzülerek izliyor. Ama yüzlerce yıl önce Afrika'dan köle olarak getirilip tarlalarda çalıştırılan siyah derililerin torunları, demek ki hala beyaz derili Amerikalılarla eşit refaha sahip değiller. Bir salgın hastalık da en fazla onları vuruyor.
Hindistan'ın ayıbı
İslamofobinin en çarpıcı örneği, Hindistan'da sergileniyor. Zor şartlar altındaki Hindistanlı Müslümanların yaşadıkları acı tablolar dünya basınının her gün sayfalarındadır. Bunun yanında özellikle Avrupa ülkelerindeki Yahudi düşmanlığı da, koronavirüs salgını ile daha fazla tırmanmış durumda.
Sorunlar yumağı
Evet... Yavaş yavaş tüm dünya karantinadan çıkacak. Ama sözünü ettiğimiz sosyal hastalıkların bitmesi uzun zaman alacaktır. Ayrıca yıpranan ekonomilerden arta kalacak işsizlik, durgunluk ve bütçe açıkları 2020 yılını götüreceğe benziyor. Sadece Amerika'daki işsizlik oranının yüzde 15'e vardığını ve işsiz kalanların sayısının 20 milyonu geçtiğini hatırlarsak, olayın çapını görmüş oluruz.