Kısa bir ziyaret için ABD'de bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan bu ülkenin içinde bulunduğu siyasal ortamı incelemek fırsatı bulabilirse, "Kriz nedir" sorusunun en somut cevabını da alacaktır.
Kriz örneği
Dünya ülkelerine "Başkanlık Sistemi" konusunda örnek olan Amerika şu anda çok ciddi ve sonunda nereye gideceği belli olmayan bir "Başkanlık Krizi" içindedir. Beyaz Saray'daki Donald Trump giderek artan bir yalnızlık içinde hem ülkesini hem de kendi geleceğini belirsizliğe yönlendirmektedir. Bu durum tam anlamı ile bir "Kriz"dir.
Kötü bir dönem
Trump "Önce Amerika" benzeri sloganlarla bu büyük ülkeyi izolasyonizme, korumacılığa ve yalnızlığa sürüklemektedir. Daha önce imzalanmış ekonomik ve çevreci anlaşmalardan ABD'yi çeken, İran ile yapılan nükleer silahlardan arınma anlaşmasını yok sayan, koyu bir İsrail yandaşlığı ile Filistin'i yok sayan Trump, Amerika'nın ticari ortaklarına ve özellikle Çin'e yüksek ithalat vergileri koyarak, uluslararası ticaret sistemini de yaralamıştır.
Görevden alınabilir
Kasımda yapılacak kısmi seçimlerde Demokratlar Senato'da çoğunluk sağlarsa Trump'ın yargı yoluyla görevden alınması ciddi biçimde gündeme gelebilir. Son dönemdeki yayınlara göre Trump zaten Beyaz Saray'da kendisini beğenmeyenlerle ve sevmeyenlerle kuşatılmış ve hata üstüne hata yapan bir tiptir.
Cinsel tacizler
ABD'deki krizin son yansıması da Trump'ın "Yüksek Mahkeme"ye aday gösterdiği yargıç Kavanagh hakkında iki tane cinsel taciz iddiasının gündeme gelmesidir. Kendisi de cinsellikle ilgili çeşitli iddialara ve kitaplara konu olan Trump'ın muhafazakâr adayı Kavanagh'ın durumu, aslında bu yönetim için traji-komik bir tabloyu işaret ediyor.
Zaten biliyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan Trump Amerika'sının hem PYD/PKK teröristlerine yaptığı yardımlar, hem FETÖ'ye kucak açması, hem de ajan papaz Brunson yüzünden Türkiye'ye uygulanan yaptırımlar dolayısıyla, bu ülkenin bir yönetim krizi içinde olduğunu zaten doğrudan biliyor. Ama krizin diğer boyutlarını da yakından görmek fırsatı olabilir...