Eski günlerden birinde yaşamakta olsaydık şu ana kadar herhalde bir askeri darbe daha gerçekleşmiş olurdu. Türkiye Cumhurbaşkanı'nın hem Amerika'ya hem de İsrail'e rest çekmesinin bedeli böyle ödenirdi. Darbe sonrasında da vesayetçi kurumların temsilcilerinden oluşan bir hükümet kurulur ve anayasa lağvedilirdi. Bu darbenin resmi gerekçesi de "Atatürk ilkelerine bağlılık" olarak açıklanırdı.
Hep aynı oyun
Bu tiyatro oyunu 1950-1979 arasında dört kez sahnelendi. Hatta ilk darbe olan 27 Mayıs, ulusal bayram günü olarak kabul de edildi. Son olarak 2016'da yeniden sahneye konulmak istenen oyunu bu defa "Halk" olarak da nitelenen seyirciler yarıda kestiler.
Kabul edilemez
Ancak oyun sahnelenemese bile, yapımcılar ve yönetmenler, çalışmalarını sürdürmekteler. Çünkü dünya mahallesinin kabadayıların olan Amerika'nın ve İsrail'in, Türkiye gibi önemli bir Ortadoğu ülkesinin kendi başına kararlar almasını ve ittifaklar kurmasını kabul etmeleri mümkün değil.
Hayal âlemi
Soğuk Savaş'tan yakın zamanlara kadar her söylenene "Evet" diyen ve Ortadoğu'yu "Bataklık" olarak gören anlayış, Türkiye'yi bir hayal âleminde yaşatıyordu. Komşu ülkelerin PKK'yı konuk etmeleri de çaresiz biçimde izleniyordu. Bu hayal âlemi 1999'da renk değiştirdi. ABD bize Öcalan'ı verdi, biz de ABD'ye Fetullah Gülen'i verdik. Ve bu alışverişten yine biz zararlı çıktık. Yönetimlerin beceriksizliği yüzünden Öcalan'sız PKK'yı etkisiz hale getiremedik. Ve bu arada ABD Fetullah Gülen örgütüne. CIA ve FBI desteği vererek, onu daha da güçlendirdi. Böylece PKK yetmezmiş gibi bir de FETÖ çıktı başımıza.
Erdoğan'ın kararlılığı
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kararlılığı sayesinde bugünlerdeki oyun girişimlerini etkisizleştirmeyi başardı. Kudüs konusundaki kararlılığımız bile başlı başına bir büyük olaydı... Ama bilelim ki oyunlar bitmiyor. ABD ve İsrail'e çok açık biçimde karşı olmak, onlar tarafından kabul edilmesi imkânsız durumdur. Ortadoğu'da Mısır gibi, Suudi Arabistan gibi ve Körfez ülkeleri gibi müttefikleri de, böyle başkaldırıları kabul etmezler.
Özetle sürekli uyanık olmamız gerekiyor. Eşkıyanın gece ne yapacağı belli olmaz...