Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bugün başlayacak New York yolculuğunun resmi programı açıklandı. Buna göre Cumhurbaşkanı 19 Eylül Salı günü Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na hitap edecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM'nin tam karşısında yer alan yeni "Türkevi" binasının temel atma törenine de katılacak. Erdoğan, New York'ta bulunacağı süre zarfında ABD Başkanı Donald Trump'la da görüşecek.
Siz olsaydınız gider miydiniz?
Eğer bu ziyareti yapacak ve Trump'la görüşecek olan kişi Cumhurbaşkanı Erdoğan değil de bir başka Türk siyasetçi olsaydı... ABD ile Türkiye'nin ilişkilerindeki sorunlar konusunda herhalde Erdoğan'ın "Atv- AHaber-ANews" ortak yayınındaki açıklamalarını dikkatli biçimde okurdu. Ve bunları okuduktan sonra da belki New York yolculuğunu yapmaktan vazgeçerdi.
FETÖ her yerde var
Cumhurbaşkanı Erdoğan mesela bundan önceki ABD ziyareti sırasında yaşanan olaylar ve korumaları hakkında verilen tutuklama kararlarına ilişkin olarak sorulan soruya karşı PKK'nın ve FETÖ'nün, Trump'ın davetlisi olarak gittiği 16 Mayıs'taki Washington ziyaretine nasıl damga vurduklarını hatırlatmış ve şöyle demişti:
Resmi davetti
"- 16 Mayıs'taki seyahatimiz, Sayın Trump'ın daveti üzerine yaptığımız, üstelik de bir resmi ziyaretti. Bu resmi ziyarette maalesef PKK terör örgütünün mensuplarıyla bunun yanında FETÖ mensuplarının dayanışmasıyla bizler Beyaz Saray'a gittiğimizde belli bir mesafe ki kısa bir mesafeydi, orada bunların birçok gösterileri oldu. Buna ABD güvenlik kurumlarının ne yazık ki ciddi bir müdahalesi olmadı.
FETÖ parmağı
- Herhalde benim korumalarım da eli bağlı duramazdı. Çünkü ABD polisi en ufak bir müdahale yapmıyor, onları oradan dağıtalım diye. Buna da tevessül etmediler. Geldikten sonra bir de baktık ki arkadan, bizim korumalarımızla ilgili ne yazık ki gözaltı kararları veya kendilerine göre eşimin iki tane hanım koruması, olayların olduğu yerde yok. Sonradan bakıyoruz ki olay geliyor yine FETÖ'ye dayanıyor. Orada da ne yazık ki bunlarla müşterek çalışıyorlar. Çünkü bu savcılar malum, bunlarla müşterek çalışan savcılar olduğu için burada da aynı uygulama yapılıyor..."
Tehlikeli bir ülke
Cumhurbaşkanı Zafer Çağlayan hakkındaki tutuklama kararı için de şöyle konuşmuştu:
"Ekonomi Bakanımız Zafer (Çağlayan) Bey'le ilgili ve bunun yanında Halk Bankası'nın alt yöneticileriyle ilgili alınan kararın da yine nasıl bir organizasyonun neticesi olduğu ortaya çıkıyor. Bu, 17-25 Aralık sürecinde buradaki FETÖ ekibinin o soruşturmalarında geçen ifadeler neyse aynı şimdi burada geçiyor."
Evet... Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yerinde mesela siz olsaydınız FETÖ'nün polise ve adliyeye ve hatta bazı politikacılara hâkim olduğu ABD'ye gider miydiniz? Böyle bir ziyaretin risklerinin yararlarından fazla olacağı ortada değil midir?