Amerika'dan ve Avrupa'dan Türkiye'yi hedef alan eleştirilerde, zekâ kıtlığı var... Cumhuriyet gazetesini ve HDP'yi kapsayan adli soruşturmayı bunlar "Hükümet muhalefeti susturuyor" şeklinde değerlendiriyorlar ve Türkiye'de demokrasinin zedelendiğini ileri sürüyorlar.
FETÖ ya da PKK Türk siyasetindeki "muhalefet"i oluşturuyorlarsa, Batı'dan gelen eleştirileri ciddiye alabilirsiniz. Ya da darbe teşebbüsleri ile ve canlı bombalarla bu muhalefet görüş açıklıyorsa, bunlarla ilintili olanların tutuklanması karşısında "Batılılar haklı, gerçekten demokrasi tehlikede" diyebilirsiniz.
Umurlarında değil
Ama biliyoruz ki, içinde bulunduğumuz coğrafyanın ülkelerinin ve insanlarının demokrasiye sahip olmaları ya da olmamaları, bunların umurunda değil... Arap Baharı'nı bir kasırgaya dönüştüren bu merkezler, Libya'yı da, Mısır'ı da, Suriye'yi de birer felaket sahnesi kılmadılar mı?
Bunlar mı muhalefet?
Eğer 15 Temmuz gecesi Türk halkı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısına uyup tankların önünde durmasaydı, bugün İstanbul Halep'e, Ankara Musul'a benzeyecekti. Ve bu rezil teşebbüsün mimarları Amerika'da ve Avrupa ülkelerinde koruma altında yaşıyorlar. Ne Amerika ne de Almanya, bunların işledikleri suçlara bakıyorlar. Onlara göre bu kaçaklar hükümetin susturmaya çalıştığı muhalefeti temsil ediyorlar.
Hafife alabilseydik
"İttifak", "Dostluk", "Dayanışma" gibi kavramların artık bir anlam taşımadığı dönemleri yaşamaktayız. Türkiye'deki demokrasinin atlattığı tehlikeyi görmezden gelip, bu tehlikenin mimarlarına kucak açan müttefiklerimiz var. Bu gibi durumlarda keşke olayı hafife alabilsek ve "İt ürür, kervan yürür" diyebilseydik.